Feminist araştırmalar, pozitivist bilimlerin aksine, araştırmacıya öznellik verir ancak bu durum devingen sahada türlü zorluk ve ikilemleri barındırır. Metnin araştırmacı deneyimleriyle tartışmaya açılması ise feminist araştırmalarda kadınların yaşadığı konumlanma meselesiyle ortaya çıktı. Bu bağlamda ben de feminist araştırmaların konumsallık literatürü çerçevesinde alan deneyimlerimi tartışmaya açıyorum. Bu metinde, daha önce yayımlanmış iki araştırma makalemin saha çalışmasında feminist bir kadın araştırmacı olarak deneyimlerime, feminist araştırma literatürü üzerinden dikkat çekmeyi amaçladım. “Araştırmacının konumsallığı” tartışmalarını okuyarak sahaya inmiş olmamdan ötürü, sahadayken kafamı en çok kurcalayan konulardan biri “konumsallık” meselesi oldu. Birinci araştırmada katılımcıların hem erkek hem de akademisyen olmasının, onlara karşı sergilediğim tutumu nasıl etkilediğini görüşmeler sırasında fark etmiştim. Özellikle unvanlara göre kendimi farklı hiyerarşide konumluyordum. Feminist metodoloji, pozitivizmin gerektirdiği pek çok şeyi reddederken bu metodolojiyle yazmaya çalıştığım araştırmada zaman zaman pozitivizmin açmazına girmem beni oldukça rahatsız ediyordu. Aynı zamanda feminist bir araştırmacı olarak hem akademik hem de gündelik hayatımda reddettiğim toplumsal cinsiyet kodlarının araştırmam sırasında beni oldukça zorladığını belirtmem gerekir. Bu nedenle bu yazıda, akademi geleneği içerisinde yer alan hem kadın hem de erkek akademisyenlerle yaptığım iki farklı alan araştırmasını iletişim ve iktidar ilişkileri açısından ele alacağım. Metin boyunca akademinin toplumsal cinsiyet düzeni içerisinde atanmış kadın ve erkek rollerinin benzerlikleriyle farklılıklarını saptamaya çalışacağım.
Eril Saha Deneyimi Kadın Araştırmacı Feminist Metodoloji Erkeklikler
Unlike positivist sciences, feminist research provides subjective perspective to the researcher; however, this brings along various difficulties and dilemmas in the dynamic field. The introduction of this text presenting discussion through researcher experiences comprises of the questioning of women’s position in the feminist researches. My personal experiences related to the field are open to discussion in the context of the “positionality” literature of the feminist research. In this paper, the purpose is to mention the dilemmas in the literature of feminist researches I experienced as a female feminist researcher in my field of study with two researches. One of the most overwhelming and critical issues was the “positionality” since I stepped into the field of study by reading about controversies on the “positionality" of the researcher. I realized that, in my first research, my attitude was influenced by the participants during the interviews because they were male academicians. I positioned myself in various hierarchies according to the participants’ academic status. The feminist methodology rejects gender codes which are required by positivism in researches. The process resulted in discomfort, because I experienced dilemmas while writing the research with feminist methodology. At the same time, the gender codes I refuse caused me hardship during the process of the research in both academic and daily life. Therefore, this article will examine two fields of study of both male and female academics in terms of communication and power relations. The similarities and differences of the conditions of both genders in the academy will be also mentioned.
Male Fieldwork Experiences Woman Researcher Feminist Methodology Masculinities
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Dergide yayımlanan tüm çalışmalar, kamu ve tüzel kişilerce, gerekli atıflar verilmek koşuluyla kullanıma açık olup dergide yayımlanmış çalışmaların tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.