Amaç: Bu çalışmanın amacı idiyopatik periferik fasiyal paralizi olan hastaların tanı anında, tedavi ve takibinde farklı sıklıklardaki akustik refleksleri araştırmak ve bu sonuçları House-Brackmann klinik skorlaması ile karşılaştırarak prognostik değeri belirlemektir.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya idiyopatik periferik fasiyal paralizi olan 33 yetişkin hasta (18-77 yaş arası, 16 erkek, 17 kadın) dahil edildi. Tüm hastalar House-Brackmann klinik skorlaması ile klinik olarak evrelendi ve tanı anında, 1., 2., 3.,4. hafta, 2. ve 3. ayda akustik refleks testi yapıldı. İpsilateral akustik refleks eşikleri, 226 Hz'lik bir prob tonu kullanılarak empedans odyometrisi ile her iki kulaktan ölçüldü.
Bulgular: Sekel varlığı ve başlangıç evresi ile tanı anındaki 0.5, 1, 2 kHz'de akustik refleksin olmaması arasında anlamlı ilişki gözlendi. Ayrıca 1. haftadan sonra tüm takip süresi boyunca 4 kHz frekansında da anlamlı bir ilişki tespit edildi. Başlangıç evresi arttıkça sekel riskinin 3 kattan fazla artacağı görüldü.
Sonuç: Bu çalışma, ilerleyen yaş ile birlikte tanı anında 0.5, 1, 2 kHz'de akustik refleksin olmaması ve başlangıçtaki yüksek evre ile sekel arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Ancak istatistiksel inceleme sekel riskini yalnızca başlangıç evresinin en iyi şekilde tahmin edebileceğini, ayrıca başlangıç evresi arttıkça sekel riskinin 3 kattan fazla artacağını ortaya koymuştur.
Kırıkkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri 2021/073
Kırıkkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri 2021/073
Objective: The aim of this study was to investigate the acoustic reflex in different frequencies at the time of diagnosis, during the treatment and follow-up of patients with idiopathic peripheral facial nerve palsy and compare these results with House-Brackmann clinical scoring to determine the prognostic value of acoustic reflex in these patients.
Material and Methods: Thirty-three adult patients with idiopathic peripheral facial palsy (aged 18-77 years, 16 male, 17 female) were included in the study. All the patients were clinically graded with House-Brackmann clinical scoring and acoustic reflex test was performed at the time of diagnosis, 1st, 2nd, 3rd, 4th weeks, 2nd and 3rd month. Ipsilateral acoustic reflex thresholds were measured from both ears with impedance audiometry using a 226 Hz probe tone.
Results: Significant relation was observed between the presence of sequel and initial grade and absence of acoustic reflex at 0.5, 1, 2 kHz at time of diagnosis. In addition, after the 1st week, a significant relation was also detected at 4 kHz frequency during all the follow-up period. The risk of sequelae would increase more than 3 times as the initial grade value increased.
Conclusion: The present study revealed the relation between the sequel and initial high grade, the absence of acoustic reflex at 0.5, 1, 2 kHz at time of diagnosis in addition with high age. Statistics does not support the same relation at 4 kHz frequency at time of diagnosis. However, statistic reveals that only the initial grade can best predict the risk of sequel, in addition, the risk of sequel increases more than 3 times as the initial grade value increase.
Kırıkkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri 2021/073
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Özgün Araştırma |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Kırıkkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri 2021/073 |
Yayımlanma Tarihi | 24 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 18 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 26 Sayı: 1 |
Bu Dergi, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayınıdır.