Şiî âlimlerden Tabersî (ö. 548/ 1154), Hz. Ali’ye ait özlü sözler arasından 290 kadar Arapça vecizeyi seçerek elifba harfleri sırasına göre dizmiş; böylece meydana gelen esere “Nesrü’l-leâlî” adını vermiştir. Bu isimle mensur ve inci gibi güzel olduğu belirtilen sözlerde daha çok ahlak ve adaba dair, İslam esaslarına uygun fikir, görüş ve öğütler ifade edilmiştir. Anılan derleme, Arap, Fars ve Türk edebiyatında alâkayla karşılanmış; çeşitli âlim, şair ve yazarlar tarafından yüzyıllar boyunca tercüme yahut şerh edilmiştir. Söz konusu metin, Türk edebiyatı tarihinde –tesbit edilebildiği kadarıyla- 15. asırdan 20. asır ortalarına kadar nazmen veya mensur olarak on altı kere çevrilmiş veya açıklanmıştır. Nesrü’l-leâlî’yi Türkçeye tercüme eden şair ve yazarlar arasında Ali Şir Nevâî, Kastamonulu Latîfî, Muallim Nâcî gibi tanınmış edebî şahsiyetler de vardır.
Bu derlemenin, mahlası veya adı belli kişiler yanında ismi belirsiz kimseler tarafından da kısmen yahut tam olarak çevrildiğine zaman zaman rastlanmaktadır. Çalışmamızda, hangi tarihte ve kimin tarafından yapıldığı belli olmayan, Osmanlı harfli el yazması hâlindeki mensur bir Nesrü’l-leâlî tercümesi tanıtıldıktan sonra Latin harflerine ve günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Sonundaki Hicri 1159 (Miladi 1746-47) yılında istinsah edildiği kaydı, çevirinin ondan önceki bir vakitte yapıldığını göstermektedir. Arapça vecizelerin birtakımını açıklamalı ve serbest şekilde çeviren mütercim, çoğunu doğru tercüme etmiş; az bir kısmına ise hatalı karşılık vermiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |