Yerleşik yaşama geçiş, insanların bir arada kalabalıklar halinde bir hayat sürmesine yol açmıştır. Günümüzde dünya genelinde artan nüfus, ekonomik-sosyal-kültürel sebeplerle belirli bölgelerde yığılmalara neden olmuştur. Gelişen teknoloji ile birlikte artan insan hareketliliği de buna eklenince, bir bakıma tarih boyunca insanın peşini bırakmayan salgın hastalıklar bu kez yayılabilecek ve dolayısı ile etkisini artırabilecek en uygun ortamı bulmuş gözükmektedir. Yaşamakta olduğumuz Koronavirüs (Covid-19) pandemisi dünya genelinde insanları, toplumları, kültürleri etkisi altına almış durumdadır. Virüsün yayılmaya başladığı dönem ve ilk karantina (kapanma-gönüllü karantina) dönemi çoğumuzun alışkın olmadığı, herhangi bir hazırlığımızın olmadığı bir süreci deneyimlememize neden olmuştur. Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin kendi gözlemleri ve düşüncelerini temel alarak antropolojik bir bakış açısı ile süreci, onların güzünden anlamayı amaçlamaktadır. Elektronik posta yoluyla öğrencilere açık uçlu iki soru yöneltilmiş, bu sorular neticesinde onların kendilerinde ve çevrelerinde gözlemledikleri, süreçle ilgili duygu ve düşünceleri ile gelecekle ilgili çıkarımları belirlenmiştir. Öğrencilerin aktarımları betimsel bir yaklaşımla, nitel veri analizi yöntemi esas alınarak kategorilere ayrılmış ve bu kategoriler altında değerlendirilmiştir. Öğrencilerin sadece kendi aralarında değil uluslararası düzeyde de aynı ya da yakın yaş grupları arasında benzer bir süreçten geçtikleri belirlenmiştir. Öğrencilerin aktarımları, ilk panik, endişe ve korku dönemi, karantina sürecinin getirdiği eşitlik, fırsatçılık, maddi mağduriyetler, mekân farkları, aile ilişkileri, karantina etkinlikleri, çevresel etkiler ve kendi yaşamları üzerine beklentiler şeklinde temalar oluşturmuştur.
The transition to settled life has led to people living together in crowds. Today, the increasing population throughout the world has caused density in certain regions due to economic-social-cultural reasons. In a sense, it seems that epidemic diseases that have not left human beings throughout history have found the most suitable environment that can spread this time and therefore increase their effect with the increasing human mobility with the developing technology. The coronavirus (Covid-19) pandemic we are living in has affected antropeople, societies and cultures around the world. The period when the virus started to spread and the first quarantine (self quarantine) term caused us to experience a process that most of us are not used to and did not have any preparation. This study aims to understand the process from an anthropological perspective, based on university students' own observations and thoughts. Two open-ended questions were directed to the students via e-mail, and as a result of these questions, their feelings and thoughts about the process and their future implications were determined. The passages of the students were divided into themes based on qualitative data analysis method with an descriptive method and evaluated under these themes. It is determined that the students went through a similar process not only among themselves but also among the same or similar age groups at the international level. The data created themes such as the first panic, anxiety and fear period; equality, opportunism, material grievances, spatial differences, family relationships, quarantine activities, environmental impacts brought about by the quarantine process, and expectations on their own lives.
Turkey qualitative analysis decriptive method anxiety family leisure
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Antropoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2021 |
Gönderilme Tarihi | 7 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 14 Sayı: 33 |