An agent is a self-employed merchant who, as a profession, enters into contracts it brokers or makes in the name and on behalf of its principal. The institution of agency is thoroughly regulated in the Turkish Commercial Code (TCC), and one of the powers granted to agents therein is the authority to represent their principals in legal proceedings. According to TCC Article 105/2, an agent can file lawsuits on behalf of its client or, conversely, be sued in the same capacity for disputes arising from the contracts they brokered or made. The provision also introduces a specific regulation for agents acting on behalf of foreign merchants, stipulating that any terms contrary to this provision in agreements regarding these agents will be deemed invalid. The 11th Civil Chamber of the Court of Cassation has recently decided in various decisions that this provision constitutes an exclusive jurisdiction rule in terms of international procedural law. Whether this interpretation is accurate constitutes the subject of this paper. Within this framework, we will first provide brief information about the authority to represent specified under TCC Article 105/2. Subsequently, we will address the determinations made by the Court of Cassation in its decisions. Afterwards, after briefly discussing the main characteristics of exclusive jurisdiction rules, we will explain our opinion that the Court of Cassation’s findings are not in line with these main characteristics.
Agent Agent’s authority International procedural law Exclusive jurisdiction Arbitrability
Acente, müvekkili adı ve hesabına sürekli olarak sözleşmeler akdeden veya bu sözleşmelerin kurulmasına aracılık eden bağımsız tacir yardımcısıdır. Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) ayrıntılı şekilde düzenlenen acentelere kanunda tanınan yetkilerden biri de müvekkillerini davada temsil edebilmektir. TTK m. 105/2 hükmüne göre aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Hüküm ayrıca yabancı tacirler adına acentelik yapanlar bakımından özel bir düzenleme getirerek, bu acenteler hakkındaki sözleşmelerde yer alan bu hükme aykırı şartların geçersiz olacağını da öngörmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi yakın tarihte verdiği çeşitli kararlarda bu hükmün milletlerarası usul hukuku anlamında bir münhasır yetki kuralı olduğunu savunmaktadır. Bu yorumun yerinde olup olmadığı konusu, çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Bu çerçevede, çalışmamızda öncelikle TTK m. 105/2 hükmünde düzenlenen bu temsil yetkisine dair kısaca bilgi verilecek, sonrasında Yargıtay’ın söz konusu kararlarında yaptığı tespitlere değinilecek, akabinde münhasır yetki kurallarının temel özellikleri kısaca ele alındıktan sonra Yargıtay’ın yaptığı tespitlerin bu temel özelliklerle uyum arz etmediği yönündeki görüşümüz ortaya konacaktır.
Acente Acentenin temsil yetkisi Milletlerarası usul hukuku Münhasır yetki Tahkime elverişlilik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 30 Sayı: 1 |