ÖZ
Fiziksel olduğu kadar zihinsel mücadeleye de dayanan güreşin geçmişi, Türkistan coğrafyasına kadar uzanmaktadır. Türk folklorunda yiğitliği sergilemenin en önemli yöntemlerinden birisi olan güreşin, Selçuklulardan itibaren hükümdarlar tarafından himaye edilmesiyle birlikte, sosyal hayatın bir parçası olduğu kadar saray hayatının da bir ritüeli olmuştur. Bu düşünceden hareketle saraya pehlivan alımı konusu ise Anadolu’nun yurt edinilmesi ile başlayan tekke kültürü ile açıklanabilmektedir. Çalışma içerisinde bu sebeple tekkelerin oluşumuna ve pehlivan yetiştirme süreçlerine de değinilmiştir.
Türklerde güreş sıradan bir idman faaliyeti olmanın ötesinde dini, sosyal, askeri değerde bir organizasyon olup, Türk hükümdarlarının dahi üzerinde hassasiyet ile durdukları kitlesel bir eylemdir. Özellikle hükümdarların binişleri sonrasında düğün ve bayram törenlerinde, huzurda icra edilen güreşlerin ardından pehlivanlara yapılan ödemeler, takdim edilen ödüller, sultanların “örtülü ödeneği” olan Ceyb-i Humayun defterlerine kaydedilmiştir. Bu bağlamda çalışma içerisinde elde edilen arşiv belgelerinden, XV. Yüzyıldan, XX. Yüzyıla kadar Osmanlı padişahları huzurda yapılan güreşlerin amacı, yapıldıkları yerler, pehlivanların ad ve unvanları, müsabakaları yapanlar, mücadelenin sonucu, duacılara ve pehlivanlara ödenen meblağların ayrıntılı biçimde verilmesine gayret edilmiştir.
Pehlivan Yağlı Güreş Tekke Duacı Ceyb-i Humayun Silahtar Ağa
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | SOSYAL, BEŞERİ VE İDARİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 11 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir