Aristoteles’te tekhne
olarak sanat, sanatçıyı yapıtı ile buluşturan, ona o işi yapmasında rehberlik
eden bir yaratma etkinliği ve gerçekliğin bir taklidi (mimessis) olarak tezahür
etmektedir. Bu bağlamda sanatçı; doğa unsurlarını, insan ilişkilerini, hem
olanı hem de gerçeklikten uzaklaşmaksızın olabilir olanı eserlerinde canlandıran
bir yapı ustası olmaktadır. Bu durumda Aristoteles için sanat, sanatçının
gördüğü nesneyi salt taklit etmesi değil, gerçekliğin yeniden yorumlanması veya
var olanın, sanatçının kendi duygu ve düşünceleri çerçevesinde farklı bir
biçimde yeniden dönüştürülmesidir ve bu yönüyle sanat, insana özgü bir
etkinliktir. O halde bu etkinlik, hayali bir gerçekliği mi sunmaktadır?
Sanatı sadece
gerçekliğin basit bir kopyası ve insanları gerçek hayattan uzaklaştıran bir
yanılsama olarak gören, kendisinden önceki anlayışın aksine Aristoteles için sanat,
insanlara hayali gerçekliği sunan ve böylece onları gerçeklikten uzaklaştıran
değil, bilakis, bir sanatçının düşüncesinde anlam bulan hayatın kendisini,
bütün çıplaklığı ile gözler önüne sermedir. Dolayısıyla bu çalışmadaki temel
amacımız; düşünce, gerçeklik, bilgi ilişkisi açısından Aristoteles’te sanatın
neliğini ve onun sanat anlayışının epistemik değerini ayrıntılı bir şekilde ortaya
koymaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 9 Sayı: 3 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)