Şemseddin Sami, Orhun Âbideleri ile ilgili ilk çalışma yapanların başında gelir. Kitap olarak basımı gerçekleşmeyen bu eser, uzun yıllar elden ele dolaşmış, en sonunda mirasçıları tarafından Arnavutluk Devlet Arşivleri’ne bağışlanmıştır. Arnavutluk Devlet Arşivleri A.Q.SH. A. 51. D 12. J. 55 numaralı dosyada kayıtlı olan eser, iki bakımdan önemidir. Birincisi eserin hazırlanma tekniği, ikincisi de kelimelerin sözlük karşılığının verilmesinde tutulan yolun orijinalliğidir. Şemseddin Sami, metinde geçen kelimeleri etimolojik ve gramatikal açıdan incelerken, kullandığı bazı özel adlandırma ve açıklamaları ayrı ayrı ele alır. Türk yazılı edebiyatının ilk örneği olarak kabul edilen Orhun Âbideleri, Türk dili ve edebiyatının tarihsel sürecini ve gelişimini ortaya koyması bakımından önemlidir. Şemseddin Sami’nin çalışmasından haber veren araştırmacılar, onun Thomsen’un çözümlemesinden yararlandığını söylemelerine karşın, yazarın Radloff’un eserinden de yararlandığı anlaşılmaktadır. Şemseddin Sami, yazıtları diğer Türk lehçleri ile de karşılaştırarak kimi kelimeleri incelerken bunlara atıfta bulunmaktadır. “köp: “Kullandığımız” “hep” lügatin kısmı olup Hakaniyece’de “köp” sözüne müsta’meldir.”, “külük: Mert diye tercüme olunan bu lügatin aslı iştiktakı böyle mezkûr meğerki Hakaniyece’de abd ve kul manasıyla kullanılır. “Külük” ile bir münasebeti olur.” “yükli: “yük” zor ve kuvvet ve “yüklü” kavi ve şedit demektir gariptir ki Çağataycada bile edat nisbet “lik” iken bu âbidelerde bizim isti’malimiz gibi “li” suretinde kullanılıyor.” Sekizinci yüzyılda Kuzey Moğolistan bölgesinde dikilen Orhun yazıtları, bir milletin istiklal mücadelesini destanlaştırmasının yanında, devleti idare eden liderin sorumluluklarını ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir. Uzun yıllar Çin esaretinde kalan Köktürklerin, bu esarete nasıl düştüklerinin ortaya konmasının yanında, esaretten kurtulduktan sonra, bir daha böyle bir akıbeti yaşamaması için neler yapması gerektiği de taşlara kazınarak ebedileştirilmiştir.
Şemseddin
Sami, Orhun Âbideleri ile ilgili ilk çalışma yapanların başında gelir. Kitap
olarak basımı gerçekleşmeyen bu eser, uzun yıllar elden ele dolaşmış, en
sonunda mirasçıları tarafından Arnavutluk Devlet Arşivleri’ne bağışlanmıştır. Arnavutluk
Devlet Arşivleri A.Q.SH. A. 51. D 12. J. 55 numaralı dosyada kayıtlı olan eser,
iki bakımdan önemidir. Birincisi eserin hazırlanma tekniği, ikincisi de
kelimelerin sözlük karşılığının verilmesinde tutulan yolun orijinalliğidir. Şemseddin
Sami, metinde geçen kelimeleri etimolojik ve gramatikal açıdan incelerken,
kullandığı bazı özel adlandırma ve açıklamaları ayrı ayrı ele alır. Türk yazılı
edebiyatının ilk örneği olarak kabul edilen Orhun Âbideleri, Türk dili ve
edebiyatının tarihsel sürecini ve gelişimini ortaya koyması bakımından
önemlidir. Şemseddin Sami’nin çalışmasından haber veren araştırmacılar, onun Thomsen’un
çözümlemesinden yararlandığını söylemelerine karşın, yazarın Radloff’un
eserinden de yararlandığı anlaşılmaktadır.
Şemseddin Sami, yazıtları diğer Türk lehçleri ile de karşılaştırarak
kimi kelimeleri incelerken bunlara atıfta bulunmaktadır. “köp: “Kullandığımız”
“hep” lügatin kısmı olup Hakaniyece’de “köp” sözüne müsta’meldir.”, “külük: Mert diye tercüme olunan bu lügatin
aslı iştiktakı böyle mezkûr meğerki Hakaniyece’de abd ve kul manasıyla
kullanılır. “Külük” ile bir münasebeti olur.” “yükli: “yük” zor ve kuvvet ve “yüklü”
kavi ve şedit demektir gariptir ki Çağataycada bile edat nisbet “lik” iken bu âbidelerde
bizim isti’malimiz gibi “li” suretinde kullanılıyor.” Sekizinci yüzyılda
Kuzey Moğolistan bölgesinde dikilen Orhun yazıtları, bir milletin istiklal
mücadelesini destanlaştırmasının yanında, devleti idare eden liderin
sorumluluklarını ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir. Uzun yıllar Çin
esaretinde kalan Köktürklerin, bu esarete nasıl düştüklerinin ortaya konmasının
yanında, esaretten kurtulduktan sonra, bir daha böyle bir akıbeti yaşamaması
için neler yapması gerektiği de taşlara kazınarak ebedileştirilmiştir.
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 14 Sayı: 39 |
.