This study adopts a phenomenological approach to democratic space design, proposing that space should be understood not only as an experienced domain but also through the multidimensional dynamics of spatiality. In this context, spatiality is seen as a dynamic construct encompassing attachment, social interactions, cultural memory, and communication processes shaped by individuals and communities. Phenomenology serves not only as a means to understand the impact of space on individuals but also as a foundation for developing spatial norms and approaches that reinforce democratic values. The article explores how different dimensions of spatiality contribute to democratic values. The first section grounds the relationship between spatiality and democracy within the perspectives of theorists such as Foucault, Lefebvre, Massey, and Merleau-Ponty. The second section presents the subjective, social, cultural, and communicative dimensions of spatiality and their dynamics. The third section demonstrates how phenomenological methods can analyze these dynamics to enhance democratic space design. Ultimately, this study provides a theoretical foundation for future research, aiming to develop a multidimensional perspective based on spatial experiences. This approach suggests that incorporating subjectivity, social interaction, cultural values, and communication in democratic space design can strengthen the democratic functionality of space.
Bu çalışma, demokratik mekân tasarımına fenomenolojik bir yaklaşım benimseyerek, mekânın yalnızca deneyimlenen bir alan olarak değil, aynı zamanda mekânsallığın çok boyutlu dinamikleri aracılığıyla da anlaşılması gerektiğini öne sürmektedir. Bu bağlamda mekânsallık, bireyler ve topluluklar tarafından şekillendirilen aidiyet, sosyal etkileşimler, kültürel hafıza ve iletişim süreçlerini kapsayan dinamik bir yapı olarak görülmektedir. Fenomenoloji, mekânın bireyler üzerindeki etkisini anlamak için bir araç olmanın yanı sıra, demokratik değerleri güçlendiren mekânsal normlar ve yaklaşımlar geliştirmek için de bir temel oluşturmaktadır. Makale, mekânsallığın farklı boyutlarının demokratik değerlere nasıl katkıda bulunduğunu incelemektedir. İlk bölüm, mekânsallık ve demokrasi arasındaki ilişkiyi Foucault, Lefebvre, Massey ve Merleau-Ponty gibi teorisyenlerin bakış açılarıyla temellendirmektedir. İkinci bölüm, mekânsallığın öznel, sosyal, kültürel ve iletişimsel boyutlarını ve bunların dinamiklerini sunmaktadır. Üçüncü bölüm, fenomenolojik yöntemlerin demokratik mekân tasarımını geliştirmek için bu dinamikleri nasıl analiz edebileceğini göstermektedir. Sonuç olarak bu çalışma, mekânsal deneyimlere dayalı çok boyutlu bir perspektif geliştirmeyi amaçlayan gelecekteki araştırmalar için teorik bir temel sağlamaktadır. Bu yaklaşım, öznelliğin, sosyal etkileşimin, kültürel değerlerin ve iletişimin demokratik mekân tasarımına dâhil edilmesinin, mekânın demokratik işlevselliğini güçlendirebileceğini öne sürmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kent Sosyolojisi ve Toplum Çalışmaları, Sosyoloji (Diğer), Kentsel Tasarım, Kent ve Bölge Planlama (Diğer) |
Bölüm | SİYASET BİLİMİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 8 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 15 Sayı: 3 |