Amaç: Premenstrüel sendrom, kadınların kişilerle olan ilişkilerini bozarak, sosyal yaşamlarını etkileyerek, üretkenlik ve verimlilikte azalmaya neden olarak yaşam kalitelerini olumsuz biçimde etkilemektedir. Bu çalışma Isparta ili Uluborlu ilçe merkezinde bulunan üreme çağındaki kadınlarda Premenstrüel Sendrom (PMS) yaygınlığını, yordayıcılarını ve yaşam kalitesi ile ilişkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Gereç ve yöntem: Kesitsel analitik tipteki bu araştırmanın evrenini Isparta ili Uluborlu ilçe merkezinde yaşayan 15-49 yaş arası 1490 kadın oluşturmuştur. Örnek büyüklüğü StatCalc hesaplama programıyla hesaplandı ve %40’lık PMS sıklığı, %3’lük sapma ile alfa değeri 0,05 ve beta değeri 0,20 ile 338 olarak belirlendi.
Araştırmanın bağımsız değişkenleri sosyodemografik özellikler, bağımlı değişkenleri PMS varlığı ve yaşam kalitesiydi. PMS için Gençdoğan tarafından geliştirilen Premenstrüel Sendrom Ölçeği (PMSÖ), yaşam kalitesi için DSÖ Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu Türkçe versiyonu (WHOQOL-BREF-TR) kullanıldı. Veriler yüz yüze görüşme yöntemiyle toplandı ve SPSS 15.0 (Statistical Package for the Social Sciences,) programı ile analiz edildi. Veri analizinde yüzde, ortalama, standart sapma, bağımsız gruplarda t testi, Pearson korelasyon testleri ve lineer regresyon analizleri kullanıldı. P değerinin 0,05’den küçük olduğu durumlar istatistiksel açıdan anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Araştırma grubundaki kadınlarda PMS prevelansı %47,3 olarak belirlendi. PMS’nin önemli yordayıcıları; sağlık algısının kötü olması, uyku düzeninin bozuk olması, adet kanamasının yoğun olması ve dismenore olarak belirlenmiştir (sırasıyla p<0,0001, p<0,05, p<0,01 ve p<0,01). Kadınlarda PMS varlığı, fiziksel sağlık, psikolojik sağlık ve sosyal ilişkileri olumsuz yönde etkilemekte ve bunlara bağlı yaşam kaliteleri düşmektedir (sırasıyla p<0,001, p<0,001, p<0,001).
Sonuç: Üreme çağındaki kadınların yaklaşık yarısı PMS ile ilişkili sorunları deneyimlemektedir. Sağlık profesyonelleri, kadınlarda PMS yaşanmasını tetikleyen durumların farkında olmalı ve verilecek hizmetlerde PMS’nin fiziksel, psikolojik ve sosyal etkilerini göz önünde bulundurmalıdır.
Bulunmamaktadır.
Projeli bir çalışma değildir.
Bu makale, ikinci yazarın danışmanlığında yürütülmüş, birinci yazarın Tıpta Uzmanlık Tezi’nden türetilmiş bir makaledir. 4-6 Haziran 2020 tarihlerinde Burdur’da düzenlenen 3. Uluslararası Sağlık Bilimleri ve Yaşam Kongresi-IHSLC 2020’de sözlü bildiri olarak sunulmuştur. Bu çalışmaya Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu’nun 23.07.2014 Tarih ve 130 Sayılı Karar’ı ile etik kurul onayı alınmıştır. Yazarların makaleye olan katkıları; Konsept: AÇ (%50), EU (%50) Dizayn: AÇ (%50), EU (%50) Veri Toplama ve İşleme: AÇ (%75), EU (%25) Analiz ve Yorumlama: AÇ (%50), EU (%50) Literatür Arama: AÇ (%70), EU (%30) Raporlama ve yazım: AÇ (%60), EU (%40)
Purpose: Premenstrual syndrome negatively affects the quality of life of women by disrupting their relationships with individuals, affecting their social lives, and causing a decrease in productivity and efficiency. This study was carried out in order to determine the prevalence, predictors of Premenstrual Syndrome (PMS) and its relationship with quality of life in women of reproductive age in Uluborlu district center of Isparta.
Materials and methods: The population of this cross-sectional analytical study consisted of 1490 women between the ages of 15-49 living in the Uluborlu district center of Isparta. The sample size was calculated with the StatCalc calculation program and 338 were determined with a PMS frequency of 40%, 3% deviation and an alpha value of 0.05 and beta value of 0.20.
The dependent variables of the study was the presence of PMS and quality of life, the independent variables were socio-demographic characteristics. The data were compiled using a Premenstrual Syndrom Scale Questionaire (PMSS) devoloped by Gencdogan and the Turkish version of “World Health Organization’s Quality of Life Questionnaire” (WHOQOL-BREF-TR). Data were collected by face-to-face interview method and analyzed by using SPSS 15.0 (Statistical Package for the Social Sciences). In the analysis of the data; percentage distribution, mean, standard deviation, independent samples t tests, Pearson correlation tests and linear regression analyzes were used. The cases which p value is less than 0.05 were considered statistically significant.
Results: The prevalence of PMS in women in the study group was determined to be 47.3%. Important predictors of PMS were poor health perception, poor sleep patterns, intense menstrual bleeding and dysmenorrhea (respectively p<0.0001, p<0.05, p<0.01 and p<0.01). The presence of PMS in women negatively affects physical health, psychological health and social relations, and their quality of life decreases (respectively p<0.001, p<0.001, p<0.001).
Conclusion: About half of women of reproductive age experience problems associated with PMS. Health professionals should be aware of the conditions that trigger PMS in women and should consider the physical, psychological and social effects of PMS in the services to be provided.
Projeli bir çalışma değildir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Halk Sağlığı, Çevre Sağlığı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Projeli bir çalışma değildir. |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2021 |
Kabul Tarihi | 24 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 1 |