20. yüzyılın sonlarına doğru felsefe, sosyoloji, ekonomi gibi birçok disiplinin yanı sıra sanatta ve bilhassa edebiyatta kendini gösteren postmodernizm, günümüzde hâlâ kesin tanımına ulaşmamış bir olgudur. Postmodernizmin bir edebî kuram olarak zamansal ölçütlerle belirlenmesi, sık yaşanılan bir durumdur. Tıpkı 19. yüzyılda kaleme alınmış tüm eserlerin “modern” olduğu ön kabulü gibi, 21. yüzyıla tarihlenen tüm yapıtların da postmodern olduğu kabul edilir genellikle. Oysa tüm edebî kuramlar, kuramsal bir çerçeveye sahiptir ve eserler bu çerçeveye uyumları itibarıyla sınıflandırılmalıdır. Bu çalışmada, Nazan Bekiroğlu’nun ilk kez 2000 yılında okuyucuyla buluşan Yûsuf ile Züleyha adlı eserinin postmodern bir yapıt olup olmadığı kuramsal bakımdan incelenecektir. Eser, kutsal kitaplarda yer alan ve klasik edebiyatta da çokça işlenen bir anlatıyı konu edinmektedir. Tarihî/geleneksel bir konuyu işleyen söz konusu eserde anlatının önceki kaynaklarına da yer yer atıflar yapılmakta, bunun yanı sıra eserin yazım sürecine de değinilmektedir. Bu durum, eserin üstkurmaca, metinlerarasılık ve yeni tarihselcilik gibi postmodern edebiyatta sık kullanılan tekniklerle yazıldığı izlenimi vermektedir. Postmodernizm, bu teknikler aracılığıyla her şeyin yalnızca kurgudan ibaret olduğunu göstermeyi hedeflerken “gerçek”i ontolojik bakımdan reddeder. Söz konusu teknikler önceki anlatılarda verili gerçekleri sorgulamak suretiyle, yeryüzünde özgün bir söz söylemenin olanaksızlığını ve anlatılası tek olgunun kurgusallık olduğunu işaret eder. Bu çalışmada, Yûsuf ile Züleyha’nın söz konusu kuramla uyumu, bilhassa bu “kurgusallık” bakımından sorgulanacak ve ayrı düştüğü hususlar nedenleriyle birlikte tartışılacaktır.
Postmodernism, proving itself on the fields of art and especially literature as well as many disciplines such as philosophy, sociology, economy towards the end of the20th century, is a phenomenon that hasn’t reached its certain definition. Determining postmodernism as a literary theory with temporal criteria is a common situation. Just as all the works written in the 19th century are presumed to be “modern, all works dated to the 21st century are generally considered postmodern. However, all literary periods have a theoretical framework, and the works should be classified according to their compliance with this framework. In this study, it will be theoretically analyzed whether Nazan Bekiroğlu’s book ‘Yusuf ile Züleyha’, which first met the readers in 2000, is a postmodern work or not.The book tells a story that we see in sacred books and also much –mentioned in classical literature. In this respect, references are made to the previous sources of the story and the writing progress of the work is mentioned as well in the work telling a historical/ traditional subject. This situation gives an impression that the story is written with commonly used postmodern techniques such as metafiction, intertextuality and new historicism . Postmodernism denies the truth ontologically , while aiming to show that everything is completely fiction via these techniques. . These techniques, by questioning the facts given in previous narratives ,point out that it is impossible to say an original word and the only phenomenon to be told about is fictionality. In this study, the consistency of Yusuf ile Züleyha with the theory at issue will be questioned especially in terms of this ‘fictionality’ and the diverging issues will be discussed with reasons.
Yûsuf ile Züleyha Nazan Bekiroğlu postmodernism fictionality
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 18 |