İnsan, beden ve ruhun birleşiminden oluşmuş bir varlıktır. Yaratılışının başlangıcından itibaren, insanın dünya üzerindeki fiziksel ve ruhsal yapısı üzerindeki etkileri günümüzde yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Carl Gustav Jung, insan ruhunun dünya ile olan ilişkisi bağlamında ruhsal gerçeklikten bahseder. Bu ruhsal gerçeklik, ruhsal imgeler veya arketipler tarafından oluşturulur. Arketipler, insan ruhunun evrensel ve kolektif birikimini temsil eden imgelerdir ve insanın kendisi dışında kalan varoluşu algılamasına ve buna bağlı olarak davranış biçimleri geliştirmesine olanak sağlar. Arketipler, gelenek, din, dil gibi kavramlara bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi, bağımsız olarak insanın bilinçaltının ürünü olarak da oluşabilir. Bu nedenle arketipler, duyguların ve içgüdülerin evrenselliğinin temelinde yer alır. Evrensel duygu ve içgüdüler sayesinde insanoğlunun psikolojik yapısı açıklanır ve evrensel arketipler meydana gelir. Arketipler, insanlığın kolektif mirasıdır. Bu miras halk anlatmalarına da sirayet etmiş ve kendini bu anlatmalar üzerinden hem görünür hale getirmiş hem de aktarımını sağlamıştır. Halk anlatmalarının arketipsel sembolizm bağlamında ele alınmaları, kültürel ve tarihsel anlayışı derinleştirme, insan deneyimini anlama, derin anlam ve öğretileri keşfetme, halk kültürünün devamlılığını sağlama ve edebi çalışmalarda ilham kaynağı olma gibi farklı amaçlar için oldukça önemlidir. Bu çalışmada, Dede Korkut Kitabı Türkmen Sahra Nüshası'ndaki Salur Kazan'ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi anlatmasındaki arketipik imgeler ele alınacaktır. Anlatmanın içinde bulunan arketipik imgelerin incelenmesi, alt metnin sembollerine ulaşmayı sağlayacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 35 |