Soylulaştırma, kapitalizmin belli bir evresinde ortaya çıkan bir dinamiğin parçası-o dinamiğin kentsel mekân düzeyinde yansımasıdır. Soylulaştırma eylemi ilk olarak 1950’li ve 60’lı yıllarda New York ve Londra gibi şehirlerinde ortaya çıkmış, içerdiği yerinden edilme boyutu nedeniyle 80’li ve 90’lı yıllar boyunca uzun tartışmalara neden olmuştur. Soylulaştırma, çok fazla dönüşüm sürecini tek bir çatıda topladığı için her bileşeninin kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekir.
Soylulaştırma kavramı çoğu zaman sosyal politikalar ile desteklenmiş ve kentsel politika aracı olarak kullanılmıştır. Kimi düşünürlere göre de; belli bir tarihsel ve kültürel bilince ulaşmadan sadece ‘fiziksel kılıflar’ d iyebileceğimiz ş ekilde y üzeysel o larak ü retilmiştir. Toplumsal g erçeklik o larak y aşadığımız mekânlardaki bu fiziksel k ılıflar, de ğişim ile değişmezlik ar asındaki ge lgitleri bi r ar ada ba rındırır. Soylulaştırma bağlamdan bağlama değişiklik yaşayan iktisadi içeriğinin yanı sıra kültürel yan anlamlarla da yüklü olduğu için oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu çalışmada soylulaştırmayı, insanların çevreye bilinçli olarak verdiği zararla silinmeye yüz tutan geçmişin izlerini taşıyan sanatsal üretimler açısından ‘yerinden edilen’ ve ‘yerine gelen’ bağlamında ele alacağız.
Gentrification is part of a dynamic that emerges at a certain stage of capitalism - it is the reflection of that dynamic at the urban space level. The act of gentrification first emerged in the 1950s and 60s in cities such as New York and London, and caused long discussions throughout the 80s and 90s due to the dimension of displacement. Since gentrification gathers so many transformation processes under one roof, each component must be evaluated within itself.
The concept of gentrification has often been supported by social policies and used as an urban policy tool. According to some thinkers; it has been produced superficially in a way that we can only call “physical sheaths” without reaching a certain historical and cultural consciousness. These physical sheaths in the spaces we live in as social reality contain the tides between change and stability together. Gentrification has a very complex structure as it is loaded with cultural connotations as well as its economic content, which changes from context to context. In this study, we will consider gentrification in the context of ‘displaced’ and ‘substituted’ in terms of artistic productions bearing the traces of the past, which are about to be erased by the conscious damage of people to the environment.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 1 |