Işığın engellenmesi olarak tanımlanan “gölge”, sanat tarihi sürecinde her zaman önemli bir yere sahip
olmuştur. Resim sanatı tarihinde, başlangıçta basık, hacimsiz gölge imgeler yer alırken; Rönesans
dönemiyle birlikte, gölge, hacimlendirmenin, espasın ve perspektifin vazgeçilmez unsuru haline
gelmiştir. Modern resim döneminde ve sonrasında gölge, sanatçılar tarafından bilinçli olarak her iki
şekilde de resim sanatında kullanılmıştır.
Burhan Doğançay, kent duvarlarının içeriksel ve biçimsel zenginliğinden etkilenerek, yaşamı boyunca
bir antropolog gibi duvarları belgelemiş, yeniden kurgulayarak resimlerine ve heykellerine taşımıştır.
Bunu yaparken gölgeyi, kimi zaman üçüncü boyut yaratmanın aracı olarak kullanmış, kimi zaman da
kaligrafik bir öğe olarak yapıtlarının merkezine oturtmuştur. Bu makalede, duvarları kaynak alarak
oluşturduğu seriler içerisinde, gölgenin başat rol oynadığı, Hücum Serisi (1972-1977), Kurdeleler
Serisi (1972-1989), Koniler Serisi (1972-1990), Çifte Gerçeklik Serisi (1990-2009) ve Kurdeleler
Serisi’ni çıkış noktası olarak alan Aubusson halıları ve Gölge heykeller üzerinde yoğunlaşılmış, “gölge”
bağlamında incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 26 |