With the conquest of Istanbul by Mehmed the Conqueror, the Ottoman dynasty’s underwent a significant transformation in terms of governance stakeholders, Unlike in its early years, Mehmed II began selecting the new administrative elites (viziers and military leaders) predominantly from among the devşirme. To grant the dynasty greater independence in its actions, these new administrative elites, supported by laws and decress, grew increasingly influential in governance processes over time. By the reign of Suleiman the Magnificent, their power had expanded to the extent that even the sultan’s daily political decisions were constrained. For instance, when Suleiman passed away during the Szigetvar campaign, his son, Selim II, was invited to the throne in accordance with the requirements of the central administration. In practice, however, authority was largely left in the hands of Sokollu Mehmed Pasha, the grand vizier of the time. This shift signified that the central administration, originally designed by Mehmed II to operate on a rational basis through devşirme officials, had deviated from its initial purpose. Recognizing this, Murad III, who ascended to the throne after Selim II, was acutely aware of the dominant position of the central administration, a dynamic he had observed since his years as a prince. Discontented with the power amassed by the central administraton and its leading figures, the grand viziers, Murad III sought to weaken the institutionalized authority of the grand vizierate. To this end, he began appointing administrative stakeholders from either local elites or individuals from within the kul system, aligning them with his political vision, much like during the early years of the dynasty. One of his primary targets was Sokollu Mehmed Pasha, whose centralized power Murad III aimed to dismantle in favor of dynasty’s interests. This study examines Murad III’s struggle against Sokollu Mehmed Pasha, a prominent and powerful figure of the central administration, alongside key events such as the execution of Buda Governor Mustafa Pasha, an important representative of the center-periphery relationship, and the evolving positions of grand viziers in relation to the sultan’s authority, all within the framework of Murad III’s political approach.
Murad III Sokollu Mehmed Pasha Palace Faction Grand Vizierate
Fatih’in İstanbul’u fethiyle beraber Osmanlı hanedanlığı yönetim paydaşları bağlamında da yeni bir fasılaya evrildi. Zira Fatih, kuruluş yıllarının aksine hanedanlığın yeni yönetici paydaşlarını (vüzera ve asker) daha ziyade devşirmeler içerisinden belirlemekteydi. Hanedanlığa daha müstakil hareket etme kabiliyeti kazandırmak için kanun ve nizamnamelerle desteklenen yeni yönetici paydaşların (merkezi hükümetin) ilerleyen yıllarda yönetim süreçlerindeki etkileri artmış ve Kanuni dönemine gelindiğinde daha da güçlenerek padişahın dahi günlük siyasetini sınırlayan bir potansiyele ulaşmıştı. Nitekim Kanuni çıktığı Sigetvar seferinde vefat edince tahta davet edilen oğlu II. Selim, merkezi hükümetin icapları doğrultusunda tahta oturmuş ve vaziyet bir anlamda dönemin sadrazamı Sokollu Mehmed Paşa’nın tasarrufuna bırakılmıştı. Bu tasarruf, hanedanlık bağlamında Fatih’in kullardan oluşturduğu merkezi hükümetin başlangıçta tasarlanan rasyonalitesini kaybettiği anlamına gelmekteydi. Dolayısıyla II. Selim’den sonra tahta çıkan ve daha babasının şehzadeliği yıllarından beri merkezi hükümettin bu baskın pozisyonunun farkında olan III. Murad, merkezi hükümetin ulaştığı bu güçten rahatsızlık duyacak ve merkezi hükümetin başat aktörü sadrazamlara karşı tavır takınarak, sadaret makamının kurumsallaşmış gücünü zayıflatmaya çalışacaktı. Bu amaçla yönetici paydaşlarını kuruluş yıllarında olduğu gibi yerel elitlerinden yahut kul sistemi içerisinden siyasasına uygun yeni aktörler üzerinden belirleyen III. Murad, Kanuni zamanından beri bir güç unsuru olarak beliren mevcut sadrazam Sokollu’yu hedef alacak ve onun şahsında temerküz eden gücü, hanedanlık lehine kırmaya çalışacaktı. Yapılan bu çalışma, merkezi hükümetin (vüzeranın) önemli ve güçlü bir aktörü olan Sokollu Mehmed Paşa’ya karşı yapılan mücadeleyi, onun merkez-çevre ilişkisinin önemli bir temsilcisi olan Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın idamını ve dönemin sadrazamlarının padişah otoritesi karşısındaki pozisyonlarını III. Murad’ın siyasası (yönetim anlayışı) ekseninde irdelemeyi hedeflemektedir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türk Siyasi Tarihi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 2 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 21 Ocak 2025 |
| Kabul Tarihi | 1 Mayıs 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 11 Sayı: 22 |
DİZİNLEME & ÖZETLEME & ARŞİVLEME
Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)'da yayınlanan makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. SKAD bilginin paylaşımı için Açık Erişim Politikasına uymaktadır.