The classical canons of literature create and consider the construction of women as objects of beauty and desire, who are motivated by no concern for themselves, inherently weak and impoverished. This study seeks an alternative narrative structure to such cultural constructions by exploring how Margaret Atwood’s The Edible Woman (1969) portrays and represents the female body in connection with female agency and power by writing against classical representations. Accordingly, this study employs recent theorists who blend feminist perspectives with theories based on the body including Elizabeth Grosz, Susan Bordo and Kim Chernin along with feminist literary critics including Simone de Beauvoir and Linda Hutcheon. By incorporating feminist theory and body politics together with literary criticism, this study presents a discourse of resistance and the potentiality of a new meeting point for shared experience and a common knowledge. In this regard, Atwood’s The Edible Woman suggests that there is agency and power to be attained through the knowledge of our bodies. As a counter-narrative, The Edible Woman promotes a resistance to dominant cultural and social constructions that proceed to objectify and undervalue the female body. Atwood’s novel attempts to bring a credibility and a value to knowledge to which we gain through our corporeal experience. What emerges from this perception is that corporeal knowledge appears to be essential to be able to acquire an understanding of our existence as well as to be read as a means to resistance.
Corporeality corporeal knowledge resistance Margaret Atwood The Edible Woman
Klasik edebiyat kanonları, kadınların, kendileri için hiçbir endişe duymadan motive olan, doğası gereği zayıf ve yoksul olan güzellik ve arzu nesneleri olarak inşasını yaratır ve değerlendirir. Bu çalışma, Margaret Atwood'un Yenilebilir Kadın (1969) adlı eserinin klasik temsillere karşı yazarak kadın bedenini kadın failliği ve gücüyle bağlantılı olarak nasıl tasvir ettiğini ve temsil ettiğini inceleyerek bu tür kültürel yapılara alternatif bir anlatı yapısı arar. Bu doğrultuda, bu çalışma, feminist bakış açılarını bedene dayalı teorilerle harmanlayan Elizabeth Grosz, Susan Bordo ve Kim Chernin gibi güncel kuramcıların yanı sıra Simone de Beauvoir ve Linda Hutcheon gibi feminist edebiyat eleştirmenlerinden faydalanmaktadır. Feminist teori ve beden politikalarını edebiyat eleştirisiyle birleştiren bu çalışma, bir direniş söylemi ve ortak deneyim ve ortak bilgi için yeni bir buluşma noktasının potansiyelini sunmaktadır. Bu bağlamda Atwood'un Yenilebilir Kadın adlı eseri, bedenlerimizin bilgisiyle elde edilebilecek faillik ve güç olduğunu öne sürer. Bir karşı anlatı olarak Yenilebilir Kadın, kadın bedenini nesneleştirmeye ve küçümsemeye devam eden baskın kültürel ve toplumsal yapılara karşı bir direnişi teşvik etmektedir. Atwood'un romanı, bedensel deneyimimiz aracılığıyla kazandığımız bilgiye bir güvenilirlik ve değer kazandırmaya çalışıyor. Bu algıdan ortaya çıkan şey, varoluşumuzu anlayabilmek ve bir direniş aracı olarak okunabilmek için bedensel bilginin elzem olduğudur.
Bedensellik bedensel bilgi direnç Margaret Atwood Yenilebilir Kadın
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dünya Dilleri, Edebiyatı ve Kültürü (Diğer) |
Bölüm | EDEBİYAT / ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 21 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.