Muhammed Kâsım Nânotevî başkanlığında kurulan Diyobendîlerin ta-savvuf ile irtibatını konu edinen bu çalışmanın temel amacı, Hint alt kıtasının dinî yaşantısında etkin olan Diyobendîlerin tasavvufa olan yaklaşımlarını analiz etmektir. Çalışmada öncelikle Diyobend’in kuruluşu, İngilizlere karşı mücadeleleri, Osmanlı Devleti ile temasları ve daha sonra Diyobendîlerin tasavvuf anlayışına dâir bilgilere yer verilmiştir. Onların tasavvuf ile ilişkileri araştırılırken literatür açısından Diyobendîler ile ilgili temel kaynaklara bakılmıştır. Bu kaynaklar geniş bir incelemeye tabi tutularak onların tasavvufa bakış açıları tespit edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar kısaca şöyle özetlenebilir: Sünnî olan Diyobendîler tasavvufu şerîatın bir parçası olarak görmektedirler. Onlar, mânevî hastalıklardan korunmak için tasavvufa sarılmaya, mürşidlerin sünnete ittibasına ve bid’atlardan uzak durmaya önem vermiş, ayrıca nübüvvetin velâyetten üstün olduğunu, kerâmetin hak olduğunu ve vahdet-i vücûdun tasavvufun esaslarından biri olmayıp bunun bir hâl olduğunu ifade etmişlerdir. Eğitim müfredatlarında tasavvuf klasiklerinin yanı sıra kendi mürşidlerinin yazdığı eserleri de okutan Diyobendîlerin tasavvufun birçok konusunda söz sahibi oldukları tespit edilmiştir.
The main purpose of this study is to analyse the approaches of Deobandīs to Sufism. Deobandī school was founded in 1866 under the presidency Muḥammad Qāsim al-Nānautawī and is active in the religious life of the Indian subcontinent. In the study, first of all, information about the establishment of Deoband, their struggle against the British, their contacts with the Ottoman Empire and then their understanding of mysticism are given. While investigating the relations of the Deobandīs with sufism, the main sources related to the Deobandīs were examined in terms of literature. They were subjected to a wide examination and their perspectives on sufism were tried to be determined. The results obtained can be briefly summarized as follows: Sunnī Deobandīs see Sufism as a part of the sharī'ah; It is necessary to cling to sufism in order to protect themselves from spiritual diseases, and the followers should follow the sunna and stay away from bid'ahs. In addition, they stated that prophecy is superior to walāyah, miracles are true, and that the unity of existence is not one of the principles of sufism. It has been determined that Deobandīs, who teach sufi classics as well as works written by their own masters in their education curriculum, have a say in many aspects of sufism.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 15 Eylül 2021 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 2 |