Bu makale, 20. yüzyılın ortalarında Arnavutluk ve Yugoslavya’da komünizm, kült liderliği ve görsel medya arasındaki ilişkiyi incelemektedir. II. Dünya Savaşı’nın ve Balkan bölgesinin kendine has jeopolitik dinamiklerinin ortasında, komünist hareketler ortaya çıkmış ve Yugoslavya’da Josip Broz Tito ile Arnavutluk'ta Enver Hoca tarafından yönetilmiştir. Bu liderler, fotoğraflar ve posterler gibi çeşitli görsel medya araçlarıyla liderliklerini mit haline getirerek güçlü direniş yapıları kurmuşlardır. Bölgenin coğrafi yapısı ve Batı’nın doğrudan müdahalesinin olmaması, Balkanlar’daki komünist bloğun gelişmesini ve Moskova etrafında iyi örgütlenmesini sağlamıştır. Tito’nun Yugoslavya liderliği ve Hoca’nın Arnavutluk’taki yükselişine verdiği destekle beraber bölgedeki komünist direniş sağlamlaşmıştır. Savaştan sonra, her iki lider de Stalinist söylemleri rejimlerine entegre ederek Sovyetler Birliği ile bağlarını güçlendirmiştir. Roland Barthes’ın göstergebilimsel yöntemleri kullanılarak analiz edilen kişilik kültleri, komünizmi meşrulaştırmada ve ideolojik bağlılığı güçlendirmede önemli bir rol oynamıştır. Tito’nun 1948’de Stalin’den kopması, özerklik ve Titoizm ideolojisine doğru bir yönelimi işaret ederken, Hoca Stalinist ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Bu makale, bölgedeki komünist liderliğin şekillenmesinde yerel ve uluslararası faktörlerin karmaşık etkileşimini vurgulamakta ve siyasi söylem ile kişilik kültlerinin inşasında görsel medyanın kalıcı mirasının altını çizmektedir.
Enver Hoca Josip Broz Tito komünizm kült liderlik Batı Balkanlar
This article examines the relationship between communism, cults of personality, and visual media in Albania and Yugoslavia in the mid-20th century. Amid the unique geopolitical dynamics of World War II and the Balkan region, communist movements emerged and were led by Josip Broz Tito in Yugoslavia and Enver Hoxha in Albania. These leaders established strong resistance structures by mythologizing their leadership through various visual media tools such as photographs and posters. The region’s geographical features and the absence of direct Western intervention facilitated the development of the communist bloc in the Balkans and its strong organization around Moscow. With Tito’s leadership in Yugoslavia and Hoxha’s support for his rise in Albania, the communist resistance in the region was solidified. After the war, both leaders integrated Stalinist rhetoric into their regimes, strengthening their ties with the Soviet Union. The personality cults, analyzed using Roland Barthes’ semiotic methods, played a significant role in legitimizing communism and strengthening ideological allegiance. While Tito’s break from Stalin in 1948 signalled a move towards autonomy and the ideology of Titoism, Hoxha remained firmly committed to Stalinist principles. This article highlights the complex interaction of local and international factors in shaping communist leadership in the region. It underscores the enduring legacy of visual media in political discourse and the construction of personality cults.
Enver Hoxha Josip Broz Tito communism cult leadership Western Balkans
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çağdaş Balkan Tarihi, Yeniçağ Balkan Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Ocak 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 15 Sayı: 29 |