The aim of this research is to introduce a different view on state and education relationship analyzing the ideological effects on education. To achieve this aim, existence of ideologies from past to present and it’s reflections on education was argued upon the owner of ideological power and the sovereign powers who holds the state. Ideology is one of the most important instruments that the state which is the founder and the defender of the sociological order used to legalize itself. From the functional perspective, education plays a combining and recreating role. Providing undeniable requirements of the society in this way; education is also being used as a tool which includes people into the ideological world of the government and sovereigns of the society, and adapts with the political and the sociological system. Maintaining the existence of the state through the ideology given in the education system may function to ensure individuals to become a good citizen. On the other hand, such an approach reserves the individual and puts obstacles in front of personal freedom. Individuals’ rights must be guaranteed while establishing and sustaining the societal order. It is thought that, in this way, stereotyping and reduced creativity and entrepreneurship caused by intense ideological imposing can be avoided
Bu çalışmanın amacı, eğitim sistemi üzerindeki ideolojik etkileri analiz ederek devlet-eğitim ilişkisine farklı bir bakış getirmektir. Bu amaç doğrultusunda, öncelikle geçmişten günümüze ideolojinin gerçek anlamda varlık nedeni sorgulanmış, sonrasında ideolojik gücü temsil eden devlet ve devleti elinde bulunduran egemenlerle ilişki kurularak eğitime yansımaları tartışılmıştır. Toplumsal düzenin kurucusu ve savunucusu olan devletin toplumsal düzeni meşrulaştırmakta kullandığı en önemli araçlardan biri ideolojidir. İdeolojinin temelini oluşturan ideaların toplumun bireylerine aktarılıp kabul ettirilmesi sürecinde öne çıkan en önemli araç ise eğitimdir. İşlevsel bakış açısıyla, eğitim toplumu bir arada tutan ve yeniden üreten bir görev üstlenmektedir. Bu yönüyle toplumun yadsınamaz gereksinimlerini karşılayan eğitim, diğer yandan da insanları siyasal iktidarın ve toplumda gücü elinde bulunduran kesimlerin ideolojik dünyasına dahil etmek, siyasal ve toplumsal sistemle uyumlaştırmak için kullanılan bir araç konumundadır. Devletin eğitim sürecinde bireye aktardığı ideoloji yoluyla kendi varlığının devamını sağlaması bir yandan bireyi iyi bir yurttaş haline dönüştürmek üzere toplum adına önemli bir işlev görürken bir yandan da bireyi kısıtlamakta, bireysel özgürlüklerin önüne çeşitli engeller koymaktadır. Bu noktada yapılması gereken, toplumsal düzeni kurup sürdürürken bireyin özgürlüklerini de eş zamanlı olarak garanti altına almak olmalıdır. Böylelikle aşırı ideolojik yüklemenin neden olduğu tek tipleşme, yaratıcılığın ve girişimciliğin azalması gibi sorunların da önüne geçilebileceği düşünülmektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 4 Sayı: 1 |