Kamu politikalarına davranışsal yaklaşım son yirmi yılda önem kazandı ve zaman içinde bu yaklaşımın geniş yelpazede politika alanlarıyla ilişkisi kuruldu. Bir yandan bu yaklaşım iktisadî insan varsayımını sarsmaya ve kamu politikalarına girdi sağlayacak kanıt temelinin iyileştirilmesine olanak sağladı. Diğer yandan ise bu yaklaşımın bireyleri hedef alan dürtme müdahalelerine aşırı vurgu yapması toplumsal sorunlarla mücadele sorumluluğunun bireyselleşmesi riskini doğurdu. Bu makale kapsamlı bir alanyazın taramasına dayanarak davranışsal iktisadın ilhâm verdiği kamu politikaları yaklaşımının temellerine ilişkin bir değerlendirme sunmayı hedeflemektedir. Ayrıca makale davranışsal kamu politikaları yaklaşımının Türkiye’de kamu politikalarında alımlanmasına ilişkin eleştirel bir değerlendirme sunmaktadır. Makale davranışsal kamu politikaları yaklaşımının bürokrasi içinde kendine yer edindiğini, emeklilik ve dış ticaret alanlarında somut politikalara girdi sağladığını ve istihdam ile çevre politikalarında kamu sektörü projelerine ilhâm verdiğini ortaya koymaktadır. Makale ayrıca Türkiye’de kamu politikalarına davranışsal yaklaşımın alımlanmasında bu yaklaşımın bireylere yönelik dürtme müdahalelerine yaptığı aşırı vurguya ilişkin herhangi bir eleştirel yaklaşım geliştirilmemiş olduğuna dikkat çekmektedir.
A behavioural approach to public policy has gained prominence and its relevance for a wide range of policy domains has increased in the last two decades. This approach, on the one hand, challenges the homo economicus assumption and calls for an improved evidence base to inform policy. On the other, its overemphasis on the nudge to individuals risks individualising responsibility to tackle social problems. This article, drawing on a comprehensive literature survey, offers an analysis of the fundamentals of the behavioural approach to public policy. In addition, it offers a critical assessment of the reception of the behavioural approach in Turkish public policy. The article shows that the behavioural public policy approach found a place within the Turkish bureaucracy, started to inform old-age pensions and international trade policies in Turkey and inspired public sector projects in employment and environmental policies. It also suggests that the reception of this approach in Turkey fails to develop a critical view of the overemphasis of this approach on the nudge to individuals.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ekim 2020 |
Gönderilme Tarihi | 29 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 31 Sayı: 4 |