Arkeolojik kazılarda bulunmuş, geçmişin günlük yaşamına ışık tutan her obje cevaplanması gereken yeni sorular da ortaya çıkarabilmektedir. Smyrna Agorası kazılarında bulunmuş Osmanlı Dönemi’ne ait bir grup taş lüle malzeme, teknik ve form özellikleri açısından dikkat çekici ve nadir bulunan örneklerdendir. Büyük çoğunluğu yarı mamul olan bu örnekler üretim yeri, üretim biçimi, malzeme seçimi ve usta deneyimine ilişkin problemler ortaya çıkarmıştır. Mevcut buluntular paralelinde lüleler ayrıntılı olarak incelenerek bu problemlere dair çıkarımların yanısıra bu lülelerin Osmanlı lüleleri arasındaki yerinin saptanması amaçlanmıştır. Taş malzeme artıklarından hareketle, kazı alanındaki antik dönem taşlarından üretildiği anlaşılan lülelerin bazıları şekillendirme sırasında kırılmış, bazıları da malzeme çok sert olduğu için işlenememiştir. Taş lülelerin form seçiminde kil lülelerin örnek alındığı anlaşılmaktadır. Sert bünyeli lülelerde süsleme görülmezken kireçtaşından üretilmiş lülelerde basit kazımalar yer almaktadır. Yarı mamul ve tam tam şekillendirilmiş taş lülelerin kaç atölyede ve hangi zaman aralığında üretildiği kesin değildir. Kazı çalışmalarında kil lülelere nazaran çok az bulunan taş lülelerin Smyrna Agorası örnekleri, üretim yerinin bir şehir içinde kesin olarak tespit edildiği lülelerden olması bakımından Osmanlı lüleleri arasındaki özel bir yere sahiptir. Üretim tekniği, malzeme seçimi gibi özellikleri yansıtmaları açısından da nadir örneklerdendir.
Every object found in archaeological excavations that shed light on the daily life of the past can also raise new questions that need to be answered. A group of stone pipe materials from the Ottoman period found during the excavations of the Agora of Smyrna are notable and rare examples in terms of technical and form characteristics. These examples, the vast majority of which are semi-finished, have caused problems with the place of production, the way of production, the choice of materials and the experience of the master. In parallel with the existing finds, the stone pipes were examined in detail and it was aimed to determine the inferences about these problems as well as the place of these stone pipes among the Ottoman pipes. Based on the stone material residues, some of the stone pipes, which are understood to have been produced from ancient stones in the excavation area, were broken during shaping, and some could not be processed because the material was too hard. It is understood that clay pipes were taken as examples in the choice of form of stone pipes. While there is no ornamentation in hard-formed stone pipes, simple scrapes are found in pipes that made of limestone. It is not certain in how many workshops and in what time period semi-finished and fully formed stone pipes were produced. The Agora of Smyrna samples of stone pipes, which were found very little compared to clay pipes in the excavations, have a special place among the Ottoman pipes in that the place of production is one of the stone pipes where it was decisively identified in the city. It is also one of the rare examples in terms of reflecting the production technique and properties such as material selection.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Arkeoloji |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2021 |
| Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
| Gönderilme Tarihi | 29 Ağustos 2021 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 29 |
Vedat Dalokay Caddesi No: 112 Çankaya 06670 ANKARA
tuba-ar@tuba.gov.tr
(+90) (212) 219 16 60
TÜBA-AR Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi / Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology (TÜBA-AR), dergide yayımlanan makalelerde ifade edilen görüşleri resmî olarak benimsememekte ve derginin basılı ya da çevrim içi sürümlerinde yer alan herhangi bir ürün veya hizmet reklamı konusunda garanti vermemektedir. Yayımlanan makalelerin bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazar(lar)a aittir.
Makalelerle birlikte gönderilen resim, şekil, tablo vb. materyaller özgün olmalı ya da daha önce yayımlanmışlarsa, hem basılı hem de çevrim içi sürümlerde yayımlanmak üzere eser sahibinden alınmış yazılı izinle birlikte sunulmalıdır. Yazar(lar), dergide yayımlanan çalışmalarının telif hakkını saklı tutar. Makale dergide yayımlandığında, mali haklar ve umuma iletim hakları, işleme, çoğaltma, temsil, basım, yayın ve dağıtım hakları TÜBA’ya devredilecektir. Yayımlanan tüm içeriklerin (metin ve görsel materyaller) telif hakları dergiye aittir. Dergide yayımlanmak üzere kabul edilen makaleler için telif hakkı ya da başka bir ad altında ödeme yapılmaz ve yazar(lar)dan makale işlem ücreti alınmaz; ancak yeniden baskı (reprint) talepleri yazarın sorumluluğundadır.
Bilimsel bilgi ve araştırmalara küresel açık erişimi teşvik etmek amacıyla TÜBA, çevrim içi olarak yayımlanan tüm içeriklerin (aksi belirtilmedikçe) okuyucular, araştırmacılar ve kurumlar tarafından serbestçe kullanılmasına izin vermektedir. Bu kullanım, eserin kaynağının belirtilmesi koşuluyla ve ticari amaç dışında, herhangi bir değişiklik yapılmaksızın Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) Uluslararası Lisansı kapsamında mümkündür. Ticari kullanım için lütfen yayıncı ile iletişime geçiniz.