Abstract
In the field of alchemy, the relationship between numerical values of letters and their symbolic meanings holds significant importance, particularly in the works of Jabir ibn Hayyan. Jabir’s approach to alchemy integrates classical concepts like the four elements (earth, water, air, fire) and their corresponding qualities (heat, moisture, dryness, cold). Central to his theory is the notion of balance and the interplay between the sulfur-mercury theory, where the universe is seen as a system governed by proportion and harmony. This balance reflects a cosmological perfection that alchemy seeks to understand and replicate. Jabir’s emphasis on proportional numbers and symbolic meanings of letters represents an early attempt to link linguistic symbolism with natural philosophy. Moreover, the sulfur-mercury theory, a core aspect of Jabir’s alchemical views, extends beyond metaphors to explain the formation of minerals and metals. Alchemy’s promise of transforming base metals into gold and achieving immortality through the “elixir of life” highlights the broader goals of the discipline. Techniques for obtaining precious metals and the elusive elixir are central to Jabir's writings. Additionally, in line with later European traditions, Jabir employed rhetorical devices and symbolic language as protective measures to obscure the esoteric knowledge from the uninitiated, preserving the secrecy of alchemical practices. This exploration of symbolism, proportion, and esotericism places Jabir ibn Hayyan as a crucial figure in the historical development of alchemy.
Harflerin sayı değerleri ele alındığında göze çarpan alanlarından biri de simyadır. Sayısal değerler ve simya arasındaki ilişkiyi Câbir b. Hayyân örneğinde ele almak Arap dili, tasavvuf ve bilim tarihine dair müşterek bir meseleyi aydınlatma potansiyelini barındırmaktadır. Câbir b. Hayyân’ın simyaya bakışının merkezinde mizan ve kükürt-cıva teorisi ile dört unsur (toprak-su-hava-ateş) ve hararet, burûdet, yubûset ve rutûbet olarak isimlendirilen dört tabiat/nitelik etkileşiminin çok önemli olduğu görülmektedir. Klasik dönem kimyasına göre tabiatta bulunan her şey belirli şekillerde dört unsurun dört tabiatla/nitelikle birleşmesinden oluşur. Mizan teorisinde âlemde kemalle nitelenebilecek bir intizam/düzen ve nisbet/oran var olup simya da bu nispeti anlamaya ve oluşturmaya dayalı olarak gelişmiştir. Bu sebeple Câbir b. Hayyân’ın simya anlayışında oranlı sayılar ve sayısal sembolizm son derece mühim bir yer işgal eder. Cıva-kükürt teorisi de özellikle mineral gibi oluşumları açıklamakta kullanılır. Simya, demir ve kurşun gibi değersiz metallerden değerli metalar hâsıl edilmesi yoluyla zenginlik, “iksîr” denilen sihirli madde sayesinde de ab-ı hayata ulaşılabileceği vadedildiğinden Câbir b. Hayyân’ın simya anlayışında değersiz madenlerden altın gibi değerli madenler elde etmede kullanılan ve insana ölümsüz hayat sağlayabilen söz konusu iksire ulaşma teknikleri çok önemlidir. Kendilerinden birkaç yüzyıl sonra Avrupalı takipçilerinin de yapacağı gibi, başta Câbir b. Hayyân olmak üzere Arap simyacıları sanatın sırlarını bilmeyenlerden gizlemek için retorik çözümler (söz oyunları) kullanmışlardır.
TÜBİTAK
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer), Sözlükbilim ve Anlambilim, Arap Dili, Edebiyatı ve Kültürü |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 22 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 4 |
* Hakemlerimizin uzmanlık alanlarını detaylı olarak girmesi süreçte hakem ataması açısından önem arz etmektedir.
* Dergimize gönderilen makaleler sadece ön değerlendirme sürecinde gerekçe gösterilerek geri çekilebilir. Değerlendirme sürecine geçen makalelerin geri çekilmesi mümkün değildir. Anlayışınız için teşekkür eder iyi çalışmalar dileriz.