Ekonomi güvenliği tarihsel süreçte devletlerin ulusal güvenliklerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Askeri güvenlik başta olmak üzere enerji güvenliği, siber güvenlik ya da çevre güvenliği gibi diğer güvenlik alanlarının ekonomi güvenliği ile çok yakın bir bağlantısı vardır. Fakat ekonominin bir güvenlik sektörü olarak, özerk bir biçimde ele alınması göreceli olarak yeni bir gelişmedir. Kuşkusuz bu gelişmede küreselleşme sürecinin ve bu süreç nedeniyle ortaya çıkan güvenliği yeniden düşünme sürecinin önemli bir etkisi vardır. Ekonomi güvenliğiyle ilişkili önemli konu başlıklarından biri de son yıllarda sıklıkla dile getirilen ticaret savaşları olgusudur. Özellikle ABD’de Trump yönetiminin iktidara gelmesiyle birlikte ticaret savaşları olgusu ön plana çıkmıştır. ABD-Çin hegemonik rekabeti günümüzde ticaret savaşları söylemiyle anılır olmuştur. Ticaret savaşları olgusu söz konusu olduğunda öne çıkan iki farklı yaklaşım serbest ticaret ve korumacılıktır. Liberalizm ve ekonomi milliyetçiliği şeklinde kategorik bir ayırıma tabi tutulabilecek bu iki farklı yaklaşım yüzyıllardır rekabet halindedir ve ticaret savaşlarının yönünü de bu yaklaşımlar arasındaki rekabet belirlemektedir. Bu kapsamda çalışmada ekonomi güvenliği ve ticaret savaşları, serbest ticaret ve korumacılık politikaları üzerinden ve ABD-Çin Rekabeti örneğinden hareketle analiz edilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 2 |