Although Thomas More wrote Utopia to depict his ideal, utopic World, his portrayal of women in the book was quite controversial in terms of gender and equality. It has been receiving quite a reaction from the critics since it was published. With the rise of the gender studies and women’s studies, the reaction hit the peak, especially in the 21st century. More limited the power of the ruling class and made remarkable changes in the public sphere of his ideal society living in Utopia to create a better country; however, he kept some institutions in Utopia as they were in the 14th century England. He did not abolish slavery and he did not change the status of women in society in Utopia. Women were still expected to be submissive and subordinated compared to men. They still had the responsibilities of cooking, serving food, and child up-bringing. More’s utopic land, Utopia was and is a dystopia for women as all chores, tasks, responsibilities or rights were not distributed equally and as women were still seen as objects and properties of men.
Thomas More, Ütopya adlı eserinde ideal bir dünyayı tasvir etmeye çalışmış olsa da, kadınlara ilişkin betimlemeleri cinsiyet eşitliği açısından oldukça tartışmalıdır. Kitap yayımlandığı ilk günden itibaren eleştirilerin odağında yer almış, özellikle toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları alanlarının yükselişe geçtiği 21. yüzyılda bu eleştiriler daha da yoğunlaşmıştır. More, Ütopya adlı ülkede yönetici sınıfın yetkilerini sınırlandırmış, kamusal alanda dikkate değer reformlar yaparak daha adil bir toplum inşa etmeye çalışmıştır. Ancak buna rağmen bazı toplumsal kurumları 14. yüzyıl İngiltere’sindeki haliyle korumuştur. Örneğin köleliği ortadan kaldırmamış, kadınların toplum içindeki konumuna dair herhangi bir iyileştirme gerçekleştirmemiştir. Ütopya’da kadınlardan hâlâ erkeklere itaat etmeleri beklenmektedir; yemek pişirme, servis etme ve çocuk yetiştirme gibi roller yine sadece kadınlara yüklenmiştir. Kadınlara siyasal ya da kamusal alanda söz hakkı tanınmamış; onları hâlâ erkeğin malı gibi gören ataerkil anlayış sürdürülmüştür. Bu yönüyle More’un ütopik ülkesi olan Ütopya, kadınlar için aslında bir distopyadır. Çünkü sorumluluklar, haklar ve görevler cinsiyetler arasında adil bir şekilde paylaşılmamış; kadınlar eşit bireyler olarak değil, ikincil ve bağımlı varlıklar olarak konumlandırılmıştır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Edebi Teori, Rönesans Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2025 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ağustos 2025 |
Kabul Tarihi | 5 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 7 Sayı: 13 |