Güzellik ve çirkinlik birbirini tamamlayan ve karşılığını birbirinde arayan kelimeler olsa da, sanat felsefesi içinde kavram olarak geniş alanda ele alınmıştır. Her ne kadar mitlerin temsili resimlerindeki yaratıkların ve insanların betimlemeleri çirkin kavramını açıkça gösterse de, Antik Yunan, Ortaçağ, Rönesans’ta kusursuz güzelliğe dönüşmüştür. Zaman içinde sanat felsefesiyle değişen düşünce yapıları sanatta güzele karşıt, çirkine yer açmaya başlamıştır. Sanat kuramcıları arasında irdelenen çirkinlik kavramı, sanatçıların eserlerinde birçok konun içinde işlenmiştir. I. Dünya Savaşı sonrası, Almaya başta olmak üzere birçok ülkeyi etkileyen Dışavurumculuk (Ekspresyonizm) hareketi, sanatçı ve eserlerinde, çirkin kavramını ele almaya uygun ortam yaratmıştır. Hareketin temsilcilerinden Avusturya’lı dışavurumcu sanatçı Egon Schiele’nin sanat pratiğinde daha radikal bir değişime uğramıştır. Bu çalışmada öncelikle güzellik ve çirkinlik kavramlarının sanat tarihi ve teorileri içindeki anlayışları ve Dışavurumcu Viyana sanatındaki yaklaşımına yer verilmiştir. Daha sonra Schiele’nin resimlerindeki çirkinliğin insan bedenine bilinçli yansıttığı biçimleriyle, kendi sanatındaki temsilini nasıl değiştirdiğini göstermeyi amaçlamaktadır.
güzellik çirkinlik Dışavurumculuk Viyana'da çirkinlik Egon Schiele
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Mart 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 23 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 25 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 1 |
Uluslararası Sosyal Bilimler Akademik Araştırmalar Dergisi / International of Social Sciences Academic Researches