This study is based on ethnomusicological field research I conducted in 2024 with members of the Şeyhbızınî tribe in the village of Altıpınar (also known as Turın in Şeyhbızınî dialect of Kurdish) in the Haymana district of Ankara. In my research, I interpreted the women’s lamentations in the tribe’s mourning rituals as a vocal dramaturgy at the intersection of social memory, embodied expression, and ritual temporality. Through field observations and in-depth interviews with local participants, I found that the act of lamenting follows a recitative, speech-like structure rather than adhering strictly to a fixed melody, allowing for considerable improvisation. I interpreted this vocal style not only as an individual expression of grief, but also as a form that activates collective memory, marks ritual time as distinct from everyday time, and renders women's voices audible and visible within the ritual space. Women of the Şeyhbızınî tribe accompany their lamentations with bodily movements, merging the emotional intensity of their voices with gesture to create an embodied field of memory. Through this performative practice, an organic hierarchy among the women becomes manifest. Through women known as “dengejj” in Şeyhbızınî Kurdish, laments are inscribed into the collective memory. The practice of singing dirges for previously deceased individuals at every funeral extends the period of mourning and sustains the memory of the departed within the community over time.
Haymana Altıpınar village Şêxbizin tribe funeral music dirge
Bu çalışmayı, 2024 yılında Ankara’nın Haymana ilçesine bağlı Altıpınar köyünde (Turın) Şeyhbızınî Aşireti mensuplarıyla yürüttüğüm etnomüzikolojik alan araştırmasına dayandırdım. Araştırmada, aşiretin yas ritüellerinde kadınlar tarafından icra edilen ağıtları, toplumsal hafızanın, bedensel ifadenin ve ritüel zaman algısının kesiştiği bir ses dramaturjisi olarak ele aldım. Alan gözlemlerim ve yerel katılımcılarla yaptığım görüşmeler sonucunda, ağıt söyleyişlerinin belirgin bir ezgi çizgisine sıkı sıkıya bağlı olmaktan çok, doğaçlamaya açık, konuşmaya yakın ve reçitatif bir yapıda olduğunu gözlemledim. Bu söyleyiş tarzını yalnızca bireysel bir yas anlatısı olarak değil; aynı zamanda kolektif belleği harekete geçiren, ritüel zamanı gündelik zamandan ayıran ve kadın sesini görünür kılan bir ifade biçimi olarak değerlendirdim. Şeyhbızınî Aşireti’ndeki kadınların ağıtlarına bedenleriyle eşlik etmeleri, sesin duygusal yükünün jestlerle birleştirilmesi bedensel bir hafıza sahası yaratmakta ve ağıtlar kadınlar arasında var olan organik bir hiyerarşiyi ortaya çıkarmaktadır. Şeyhbızınîce “dengejj” olarak adlandırılan kadınlar aracılığıyla yaslar ortak hafızaya kaydedilmektedir. Her cenazede daha önce vefat edilenler için de ağıtlar yakılması ise yas kaldırmayı uzatarak, vefat eden kişinin hatırasının toplumda uzun süre devam etmesine olanak tanır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Müzikoloji ve Etnomüzikoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 6 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 6 Ağustos 2025 |
Kabul Tarihi | 5 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 3 |