Eğitim her dönem ve şartta dikkat edilmesi ve tartışılması gereken
bir olgudur. Özellikle modern dönemlerde, her insan, örgün ya da yaygın bir
şekilde eğitim gördüğü için bu olgunun önemi kendiliğinden ortaya
çıkmaktadır. Zira eğitim hemen fark edilebileceği gibi çok karmaşık ve aynı
zamanda birçok unsur ile birlikte düşünülmesi gereken bir olgudur. Bu nedenle
bütün ilgili unsurlar üzerine düşen katkıyı sağlamalıdır. Bu itibarladır ki eğitim
üzerine aynı zamanda “felsefi bakış tarzı”yla da düşünmek bir zorunluluk
olarak görünmektedir. Hele Türk Eğitim Sistemi söz konusu olduğunda,
yapılan onca çabaya rağmen çok ciddi kavramsal, yapısal ve yöntemsel
sorunları olduğu konusunda ilgili herkes mutabıktır. Öyleyse toplumun bu
konuyla ilgili her kesimi, belli yaklaşım ve bakış açılarını, yargılarını “askıya
alıp” üzerine düşeni yapması gerekir. Açıktır ki, eğitimin sosyo-kültürel,
siyasi, ekonomik, düşünsel, psikolojik… sonuçları devamlı olarak gözden
geçirilmesi gerekmektedir. Bu gözden geçirmenin tek bir alanla
sınırlandırılmayacak çok çeşitli yolları vardır. Eğitime yaklaşımların ve onun
gidişatını fark etmenin en başta gelen yollarından biri ise, bütüncül, gerekçeli,
analitik, sentetik ve eleştirel bakıştır. İşte bizim bu çalışmada dikkat çekmeye
çalıştığımız temel tema, bu bakış tarzını temsil eden “felsefi bakış tarzı”nın
eğitime yaklaşımlarda ve eğitimle ilgili kararlarda ihmal edilmemesi
gerektiğine dikkat çekmekten ibarettir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 40 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.