Kurʼanʼda din kavramı, Yüce Allahʼa nispetle hâkimiyet, itaate zorlama, hesap sorma, ceza; insana nispetle teslimiyet ve itaat anlamlarına gelmektedir. Bu iki yönlü münasebeti sağlayan ise, ilâhî kanunlardır. Şayet toplumda ilâhî hükümler icra ediliyorsa, Allahʼın dinine tabii olunmuş demektir. Fakat ilâhî hükümler dışında başka unsurların egemenliği yürürlükte ise, Allahʼın dini benimsenmemiş manasına gelir. “Din adamlarıˮ, klasik İslâmî literatürde bulunmayan bir kavramdır. Tarih boyunca, din ile din adamları arasında oldukça yakın bir ilişki olduğu görülmektedir. Din adamları, toplumda dini geleneğin teşekkülünde ve eğitim-öğretim yoluyla sonraki nesillere aktarılmasında başlıca aktör olmuşlardır. Öte yandan kimi insanlar, Yüce Allahʼın dinini ve kitabını bir kenara bırakarak din adamlarının yorumlarını benimsemişlerdir. Din adamı sınıfı genelde menfi bir çağrışım yapmaktadır. Ancak din adamları, dinin özüne ve kaynaklarına sadık kaldıkları oranda dinin yaşanmasında ve sonraki nesillere aktarılmasında olumlu katkıları olmuştur. Çalışmamızda Kurʼanʼda din adamlarına yapılan eleştiriler mevzusu işleneceği için, ağırlıklı olarak dine menfi etkisi olan din adamları; bu etkinin sebep ve sonuçları ele alınmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Gönderilme Tarihi | 29 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 49 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.