Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin sosyal medyaya ilişkin tutumlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Tarama türünde betimsel bir çalışma olarak gerçekleştirilen araştırmanın evrenini, 2015-2016 öğretim yılında Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Örneklemini ise, rastgele yöntemle seçilen farklı bölüm ve sınıflarda öğrenim gören 399 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, 4 faktör ve 23 maddeden oluşan “Sosyal Medya Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS (Staistical Package for the Social Sciences) paket programı ile analiz edilmiştir. Araştırma bulguları; öğretmen adaylarının en yüksek düzeyde katılım gösterdikleri boyutun sosyal medyaya ilişkin olumsuz ifadelerin yer aldığı “sosyal izolasyon” boyutu olduğu, en düşük düzeyde katılım gösterdikleri boyutun ise “sosyal yetkinlik” boyutu olduğunu göstermektedir. Günümüz gençliğinin hayatında önemli yer tutan sosyal medyanın daha verimli ve etkili kullanılabilmesi için “Medya Okuryazarlığı” dersinin okulöncesi eğitimden başlayarak yaşam boyu öğrenme sürecinde yer alması ve zorunlu ders olması önerilebilir.
Investigating attitudes of university students regarding social media from various variables perspective is aimed in this research. Research has been conducted as a survey type descriptive study and the universe of research includes undergraduate students who study at Dicle University Ziya Gokalp Education Faculty in 2015-2016 academic year. Sample is obtained by random sampling method and includes a total of 399 undergraduate students from various departments and grade levels. The “Social Media Attitudes Scale”, that consists of 4 factors and 23 items, is used as the data collection tool. Data that is gathered in this research is analyzed by SPSS (Statistical Package of the Social Sciences) program. Research results revealed that teacher candidates show the highest level of acceptance in the “Social Isolation” dimension that includes negative items and teacher candidates show the lowest level of acceptance in the “Social Competence” dimension. It may be suggested that in order to use the social media, that has an important place in the life of today’s youth, effectively and efficiently, the “media literacy” course should be included in curricula starting from kindergarden education through lifelong learning process and it should be a compulsory course.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 32 |