Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (1207-1273), insanları saygı, sevgi ve hoşgörü temelinde bir araya getirerek yalnızca Türk kültürüne değil, Batı medeniyetlerine de derin etkiler bırakmış büyük bir alimdir. Mevlevilik adını taşıyan ve onun temellerini attığı gelenek; nefsini terbiye etmek isteyen bireylere rehberlik eden, onları olgunlaştıran ve eğitim veren bir ekol olarak büyük önem taşımaktadır. Bu eğitimin ve mesajların aktarımında kullanılan çeşitli semboller arasında yemek, özel bir yere sahiptir. Mevlânâ, hayatının evrelerini 'hamdım, piştim, yandım' sözleriyle ifade ederek yemek terimlerini hayat felsefesine dahil etmiştir. Mevlevi geleneğinde, mutfakla ilgili yazılı kuralların oluşturulması, mutfakta ekip çalışmasının önemi ve derviş eğitiminin burada başlaması, mutfağın manevi değerini ortaya koymaktadır. Yemek pişirme süreçlerine tasavvufi anlamlar yükleyerek bu süreci bir ibadet ve öğretime dönüştürmek, Mevlevilikte sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. Mutfak, kişinin sabrını, düzenini, adanmışlığını, kararlılığını ve çalışkanlığını ölçen bir okul ve sınav merkezi olarak görülür. Dolayısıyla, Mevlevi mutfağı, köklü geçmişi ile Türk gastronomisini zenginleştiren önemli bir gelenekler bütünüdür. Bu nitel çalışma kapsamında, Mevlevi mutfağı konseptli restoranlar incelenmiş ve bu restoranları deneyimleyen müşterilerin görüşleri içerik analizi yöntemiyle 10 tema altında değerlendirilmiştir. Bu analiz, Mevlevi mutfağının modern restoranlardaki yansımalarını ve müşteri deneyimlerinin detaylı bir incelemesini sunmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Gastronomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 21 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 27 Sayı: 2 |