Bu çalışma, Tahsin Yücel’in Bıyık Söylencesi ve Emmanuel Carrère’in La Moustache adlı romanlarını karşılaştırmalı olarak inceleyerek, “bıyık” imgesi üzerinden erkeklik, toplumsal aidiyet ve iktidar ilişkilerini tartışmaktadır. Bıyık, her iki metinde de yalnızca fiziksel bir unsur değil; erkekliğin görünürlüğünü sağlayan, toplumsal cemaatin sürekliliğini destekleyen ve normatif kimlik yapılarını pekiştiren sembolik bir göstergedir. Benedict Anderson’ın hayali cemaat kuramı ve Michel Foucault’nun mikro-iktidar ile biyopolitika kavramları çerçevesinde gerçekleştirilen analiz, bıyığın bedenin toplumsal olarak düzenlenmesinde ve bireyin kimliğinin tanınmasında nasıl işlevsel bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Yücel’in romanında bıyık, otoriter bir toplumsal düzene uyumun ve erkek yurttaşlığın bir göstergesi olarak temsil edilirken; Carrère’in anlatısında bıyığın kesilmesi ve bu durumun çevre tarafından fark edilmemesi, bireyin gerçeklik algısının çözülmesine ve sosyal tanınmadan dışlanmasına neden olmaktadır. Her iki roman da, erkekliğin sabit bir kimlik değil, toplumsal normlara, görsel kodlara ve kolektif tanımaya bağlı olarak inşa edilen kırılgan bir yapı olduğunu göstermektedir.Bu bağlamda çalışma, bedenin politikleştirildiği çağdaş toplumlarda, erkekliğin bıyık gibi gündelik görünen simgeler aracılığıyla nasıl disipline edildiğini ve bu simgelerin yokluğu ya da inkârı durumunda kimliğin nasıl parçalandığını edebi temsil düzleminde tartışmaktadır.
fransız edebiyatı erkeklik çalışmaları biyopolitika mikro-iktidar beden politikaları
This article offers a comparative reading of Tahsin Yücel's Bıyık Söylencesi and Emmanuel Carrère's La Moustache, focusing on the figure of the moustache as a symbolic threshold for masculinity, identity, and social inclusion. Employing Benedict Anderson's theory of imagined communities and Michel Foucault's concepts of micro-power and biopolitics, the study investigates how these literary texts depict masculinity not as a stable trait, but as a fragile construct dependent on visual normativity and communal recognition. In Yücel’s narrative, the moustache functions as a political marker that signifies compliance with authoritarian norms, while in Carrère’s work, the absence of recognition leads to a dissolution of the protagonist’s sense of self. The study demonstrates how masculinity is inscribed onto the body through culturally coded symbols, and how its disruption reveals the underlying mechanisms of power and social belonging.
french literature masculinity studies biopolitics micro-power body politics
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı, Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 23 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 20 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 3 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International