Amaç: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA); ateş, yaygın vücut ağrısı, deri,
mukoza ve iç organlarda kanamalar ile seyreden Bunyaviridae ailesine bağlı
Nairovirus soyundan olan virüslerin oluşturduğu zoonotik viral bir hastalıktır.
Hastalığa özgü tedavi günümüzde mevcut değildir. Hastalıktan korunmada kişisel
korunma yöntemleri önemlidir. Halk, hastalık hakkında bilgilendirilerek
hastalıktan korunmaya katkı sağlanabilir.
Bu çalışma Tokat il merkezinde KKKA hastalığı ön tanısıyla hastanede yatan
hastaların KKKA hastalığı hakkında bilgi düzeyini saptamak amacıyla
yapılmıştır.
Materyal ve Metot: Kesitsel tipteki
bu araştırma 01.04.2013-31.09.2013 tarihleri arasında Tokat Devlet Hastanesi
Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nde KKKA hastalığı ön tanısıyla yatan hastalara
yüz yüze anket formu uygulanarak yapılmıştır. Araştırmaya toplam 159 hasta
katılmıştır. Hastaların bilgi düzeyleri 100 tam puan üzerinden
değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde t-testi, Mann-Whitney U testi ve
Kruskall Wallis H testi kullanılmıştır. İstatiksel olarak p <0,05 anlamlı
olarak kabul edilmiştir.
Bulgular: Hastaların
sosyo-demografik özelliklerine göre dağılımları incelendiğinde, %39,00’unun
45-64 yaş aralığında, %56,00’sının erkek, %51,60’ının ilköğretim mezunu,
%73,00’ının çiftçi, %69,80’i köyde yaşadığı saptanmıştır. Hastaların %52,80’i
KKKA hastalığının bulaşıcı olduğunu, %48,40’ı hastalıktan nasıl korunulduğunu
bilmediğini ve %95,60’ı KKKA hastalığından korunmada kişisel korunma
yöntemlerinin önemli olduğunu ifade etmiştir. Hastaların bilgi düzeyi puan
ortalaması 64,39±14,93’dür. Hastaların %52,20’si KKKA hastalığı hakkında eğitim
almıştır ve %97,50’si KKKA hastalığının adını daha önce duymuştur. Cinsiyet,
meslek ve yaşanılan yerin hastaların hastalık hakkındaki bilgi düzeyleri
üzerinde anlamlı etkisi yoktur. 25-34 yaş grubunda bilgi düzeyi puan ortalaması
diğer gruplardan yüksek iken 65 ve üstü yaş grubunda düşüktür. Üniversite
mezunu olan hastaların okuryazar olmayan hastalara göre hastalık hakkında bilgi
düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır.
Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre
araştırma grubunun bilgi düzeyi yetersizdir. Hastaların eğitim düzeyi arttıkça,
hastalık hakkında bilgi düzeyinin de arttığı gözlemlenmektedir. Risk grubu
mesleklerin özellikle eğitim alması gerekmektedir. Kene tutunmasının endemik
olduğu yerlerde KKKA hastalığı hakkında eğitimlerin tüm halka ulaşılarak
verilmesi önemlidir.
Objectives: Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (CCHF) is a disease
characterized by fever, diffuse body pain, bleeding of skin, mucous membranes
and internal organs. This disease is a zoonoticviral disease caused by the
viruses of the Nairovirus strains of the Bunyaviridae family. Nowadays, there
is not any specific therapy for this disease. Personal protection methods are
important in prevention of disease. The information of the public about the
disease may contributed to protection from the disease.
This study was carried out to determine the level of knowledge about CCHF
disease in patients hospitalized with preliminary diagnosis of CCHF disease in
Tokat city center.
Materials and Methods: This cross-sectional study was carried out between
01.04.2013 and 31.09.2013 by applying face-to-face questionnaire to the
patients hospitalized with the preliminary diagnosis of CCHF disease in the
Department of Infectious Diseases of Tokat State Hospital. The study is carried
out with the participation of a total of 159 patients. The knowledge levels of
the patients were evaluated over 100 points. The data analysis were made by using
t-test, Mann-Whitney U test and Kruskall Wallis H test. P <0.05 was
considered statistically significant.
Results: During the examination of the distribution of patients
according to their socio-demographic characteristics, it was observed that 39.00%
of the patients were between 45-64 years old, 56.00% of them were male, 51.60%
were graduated from primary school, 73.00% were farmers and 69.80% of them were
living in village. 52.80% of the patients stated that CCHF disease was
contagious, 48.40% did not know how to protect their selves from the disease,
and 95.60% stated that personal protection methods were important in prevention
of CCHF disease. The mean score of the patients’ knowledge was 64.39 ± 14.93.
52.20% of the patients were trained about CCHF and 97.50% had previously heard
of CCHF disease. Gender, occupation and place of residence did not have a
significant effect on the patients’ knowledge level about the disease. While
the average knowledge level of the 25-34 age group was higher than the other
groups, it was lower in the age group of 65 and older. Patients with university
degrees were found to have high levels of knowledge about the disease compared
to illiterate patients.
Conclusion: According to the research results, the knowledge level
of the research group is insufficient. It was observed that as the education
level of the patients increased, the level of knowledge about the disease
increased too. People performing professions included in the risk group should
particularly be trained. It is important to provide training on CCHF disease in
all areas where tick invasion is endemic.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırmalar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 2 |