Orhan Pamuk Türk romanının dünyaya tanıtılmasına önemli katkı sağlamış ve 2006 yılında “Nobel Edebiyat Ödülüne” layık görülmüştür. Pamuk, Türk edebiyatına kazandırdığı romanlarıyla hem kültürel hem de estetik anlamda dikkat çeken eserler ortaya koymuştur. 2014’ün son günlerinde yayımlanan romanı Kafamda Bir Tuhaflık da yazarın kültürel ve estetik birikimini gösteren bir eserdir. Ancak bu roman işlenen konu, mekânın ele alınışı ve yaşamlarına değinilen kahramanlar açısından önceki eserlerinden pek çok bakımdan ayrılmaktadır. Özellikle bu romanına değin daha çok eğitimli, kültürlü, Batılı ve İstanbul’daki burjuva çevresindeki hayatları anlatan Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık’ta ise sıradan, yoksul, eğitimsiz ve geleneksel bir duyarlıkla yaşamını sürdüren, taşradan İstanbul’a göç etmiş küçük hayatları ele alır. Yazar, toplumsal gerçekçilere yakın bir çizgide köyden şehre göç eden kesimleri kaybolmaya yüz tutan değerler bağlamında anlatır. Arka planda ise bu değerler çevresinde aile ve aile ilişkilerinin, önemini kaybetmiş mesleklerin, sevgi ve sadakat ölçülerinin küçük bir sorgulamasını yapar. Bu makalede, Kafamda Bir Tuhaflık romanı ahlaki, sosyal, siyasi, dinî, iktisadi, estetik, ilmî, millî ve hukuki değerlerin yitirilmesi bağlamında incelenecektir. Yazarın geleneksel-modern, köy-kent, maddiyat-maneviyat, iyi-kötü, fakir-zengin, saf-kurnaz karşıtlığı içinde anlattığı hayatlar/meseleler yitirilmiş ve yozlaşmış olgular üzerinden ortaya konulmaya çalışılacaktır. Kafamda Bir Tuhaflık, yapısal düzlemde oylumlu ve karmaşık bir eser olmasına karşın kaybolmaya yüz tutmuş değerleri hak, adalet, geçmişin yaşatılması ve insan olma bilinci bağlamında sorgulamasıyla dikkati çekmektedir.
Orhan Pamuk made an important contribution to the recognition of Turkish novel to the world and was considered worthy a Nobel Prize for Literature in 2006. Pamuk has published works that draw attention to both cultural and aesthetic sense with his novels in Turkish literature. The novel A Strangeness in My Mind, published in the last days of 2014, is a work showing the author’s cultural and aesthetic heritage. However, this novel is separated from his previous works in many ways such as subject handled, the way of handling place and heroes lives mentioned. Whereas Pamuk describes the lives of more educated, cultured, Western and bourgeois people in Istanbul, he deals with small lives of ordinary, poor, uneducated and living with a traditional sensitivity, emigrated from village to Istanbul in especially the novel A Strangeness in My Mind. The author describes people migrating from the village to the city in terms of values that seem to disappear in lineclosetosocialrealities. He questionned the family and the family relationship, professions lost their importance, the measures of love and trustiness in a background of the novel in terms of values. In this article, the novel A Strangeness in My Mind will be examined in the context of lost values from moral, social, political, religious, economic, aesthetic, scientific, national and legal. It will be tried to reveal the author’s writing about contrasts between traditional and modern, rural and urban, materialistic and spirituality, good and bad, poor and rich, naive and cunning in lives/matters through lost and degenerated facts. Although A Strangeness in My Mind is a massive and complex work in a structural way, it pays attention with questioning in terms of almost lost values, justice, perpetuating the past and the consciousness of being human.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 67 |