D. Seleskovitch ve M. Lederer’in birlikte geliştirmiş oldukları Yorumlayıcı Çeviri (Anlam) Kuramı, çevirmeni merkeze koyan bir yaklaşı m gösterir. Çeviriye ilişkin kuramsallaşmanın tarihine bakılırsa; önceki yüzyıllardan günümüze değin çevirmenin rolünü öne çıkaran görüş ve düşüncelere rastlanmaktadır. 90’lı yıllardan sonra belirginleşen bilişsel yaklaşımlar, alana yeni kazanımlar sağlamış, çeviribilim araştırmalarının uygulama alanına yansıyarak kültürlerarası veya dillerarası aktarımın başat aktörü olarak ‘çevirmen’in bilişsel bakımdan yeniden değerlendirilmesine zemin hazırlamıştır. Bilişsel odaklı bir görünüm sergileyen çevirmen merkezli yaklaşımlar, çevirinin başarısının çevirmene bağlı olduğu görüşünden hareketle çevirmenin çeviri eylemi sırasında zihninde olup bitenlerin, bilişsel süreçlerinin işleyişinin ve dili kullanma mekanizmasının açıklığa kavuşturulmasını öngörür.
Bu çalışmanın amacı, Yorumlayıcı Çeviri Kuramı doğrultusunda ‘anlama’nın koşulları olarak öne çıkan saptamaları ortaya koyarak çevirmenin sahip olması gereken özniteliklere ilişkin izdüşümleri serimlemektir. Bu amaç doğrultusunda, anlamın kavranması sürecinde çevirmenin zihinsel süreçlerinin nasıl işlediği, çevirmenin bu süreçleri nasıl yönettiği betimlenmeye ve söylem çözümlemesine dayanan Yorumlayıcı Çeviri Kuramı ve Yorumlayıcı Çeviri Yöntemi’nde yer alan düşünsel veriler görünür kılınmaya çalışılacaktır.
Yorumlayıcı Çeviri Kuramı çeviri eğitimi çevirmenin bilişsel süreçleri Yorumlayıcı Çeviri Yöntemi söylem/metin çözümlemesi
The Interpretive Theory of Translation (the Theory of
Sense) developed by Danica Seleskovitch and Marianne Lederer provides an
approach placing translators at the centre of research. The research on the history
of translation theories observed that the notions and views highlighting the
role of translators have emerged over the last centuries. The cognitive
approaches have contributed to the field of translation over the last two
decades thanks to their implications in applied translation studies. Thus, the
translator, the major actor in intercultural and/or interlingual transfer, has
been reevaluated in terms of cognition. Cognitively oriented translation
approaches project that the cognitive processes of translation and the language
using mechanism should be revealed. These approaches focus on the role of translators
and claim that the success of a translation depends on the translator.
The aim of this paper is to suggest the determinations
highlighted as the conditions of ‘comprehension’ in accordance with the The
Interpretive Theory of Translation (the Theory of Sense). The other aim is to
introduce the projections as to the required qualifications of translators. In
parallel with this aim the paper focuses on exploring how the cognitive
proccesses occur in the process of comprehension of sense, and how the
translator manages these processes. The
Interpretive Theory of Translation (the Theory of Sense) and The Interpretive
Method of Translation, which are based on discourse analysis, are described in
terms of their theoretical foundations.
The Interpretive Theory of Translation (the Theory of Sense) Jean Delisle the cognitive processes of the translator The Interpretive Method of Translation discourse/text analysis the proper use of language
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2014 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2 Sayı: 2 |
www.gerder.org.tr/diyalog