1800’lü yıllar sanayileşmenin hızlandığı ve toplumsal yapının büyük değişiklikler gösterdiği bir yüzyıl olmuştur. Köylerden kentlere göçün hızlandığı bu yıllar, burjuvazinin sermaye ve ekonomide söz sahibi olmaya çalıştığı yıllardır. Aynı zamanda giderek büyüyen işçi ve proleterya haklar konusunda da etkili olmak istiyordu. Bir taraftan sınıf çatışmaları, diğer taraftan şehir yaşamının daha karmaşık olması büyük şehir, romancıların da dikkatini çekmiş, bu türde önemli eserler ortaya konmuştur. Ülkemizde daha çok Berlin Alexander Meydanı romanıyla tanınan Alfred Döblin, bu romanda uygulamış olduğu teknikler ile Alman Edebiyatında modern romanın öncüsü olarak tanınır. Döblin, 1929 yılında yazmış olduğu bu eserinde, iç monolog, montaj, sinema üslubu gibi yeni teknikler kullanırken, 1935 yılında yazmış olduğu, Türkçeye Acımak Yok başlığıyla çevrilen Pardon wird nicht gegeben başlıklı romanında ise, geleneksel romana geri döner ve Berlin Alexanderplatz romanındaki yeniliklerden bir iz görülmez. Otobiyografik özellikler de gösteren bu eserde, olaylar kronolojik bir sıra ile verilirken, çok nadir olarak geri dönüşler görülür. Berlin Alexander romanıyla kıyaslandığında, çok fazla yankı uyandırmayan eser, gerçekçi anlatımıyla daha çok Marksist edebiyat eleştirmenleri tarafından çok başarılı bir roman olarak kabul edilmiştir. Bu çalışmada, Döblin’in Pardon wird nicht gegeben romanının geçtiği tarihsel arka plana kısaca değinerek, biçim ve içerik olarak incelemek istiyoruz.
Acımak Yok Alfred Döblin metropol realizm modern roman Pardon wird nicht gegeben metropolis realism
The 1800s was a century that saw the development of industrialization and changes in social structure. In those years, immigration from the countryside to the cities increased and the bourgeoisie tried to become prominent regarding the capital and have control of the economy. Besides, the laboring class and proletarians wanted to have rights. Owing to, on the one hand, the conflicts caused by the class distinctions, on the other hand the complexity of city life, the metropolis attracted the attention of the novelists; and thus, they produced great works in this genre. Alfred Döblin, famous for his novel Berlin Alexander Square, in our country, is known as the pioneer of the modern novel in German Literature due to the techniques he employed in this novel. While Döblin used such new techniques as interior monologue, montage and cinematic techniques in Berlin Alexander Square written in 1929, he seems to have returned to the ways of story-telling of the traditional novel in Pardon wird nicht gegeben, which he wrote in 1935 and has been translated into Turkish with the title Acımak Yok meaning No Pity. Thus, no traces of the innovations employed in Berlin Alexander Square are not seen in this novel. In Pardon wird nicht gegeben, there are also autobiographical elements, the incidents are given in a chronological order, and flashbacks are rarely seen. Compared to Berlin Alexander Square, Pardon wird nicht gegeben, which did not create many repercussions, was accepted as a very successful novel by the Marxist literary critic due to its realistic style. This study aims to analyze Pardon wird nicht gegeben in terms of its formal and thematic aspects by briefly touching on its historical background.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 10 Sayı: 2 |
www.gerder.org.tr/diyalog