Objective: The aim of this study was to compare the
results of thyroid fine needle aspiration biopsy (TFNAC) and histopathology
report of patients who underwent thyroidectomy operation in Kırıkkale University Faculty of Medicine.
Material and Methods: The TFNAC data and histopathology reports of
75 patients who underwent thyroidectomy for 2.5 years between January 2016 and
June 2018 in Kırıkkale
University Medical Faculty Hospital were the material of our study. The TFNAC results were classified as benign,
unclear atypia or follicular lesion (AUS/FLUS), suspicious lesion for
follicular neoplasia or follicular neoplasia (FN/SFN), suspicious for
malignancy (SuspM), malignant and insufficient for diagnosis (NDS).
Results: The TFNAC results of the cases undergoing
thyroidectomy were evaluated and of these patients 26 (34.7%) benign, 3 (4%)
AUS / FLUS, 6 (8%) FN / SFN, 18 (24%) SuspM, 7 (%9.3) malignant and 15 (20%)
NDS cases were determined. When compared with cytological examination results, tissue diagnoses were malignant in 4 of the cases
evaluated as benign, 2 of the cases evaluated as AUS/FLUS, 15 of the cases
evaluated as SuspM and all of the 7 cases considered malignant. In our study,
sensitivity, specificity, positive predictive value and negative predictive
value were 74.2%, 91.7%, 92%and 73.3%, respectively.
Conclusion: When
the findings are evaluated together, it is concluded that the TFNAC technique
is effective and easy to apply in the management of thyroid nodules. It has
been thought that standardization in the diagnosis of TFNAC with the use of
"Bethesda System for Thyroid Cytopathology Reporting" is of great importance
in the evaluation of TFNAC materials and is widely used.
Amaç: Bu çalışma ile Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tiroidektomi
operasyonu uygulanmış hastalara ilişkin tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi
(TİİAB) sonuçları ile histopatoloji rapor sonuçlarının karşılaştırılarak
kesitsel bir incelemenin yapılması ve tiroid nodüllerindeki TİİAB etkinliğinin
değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Ocak 2016 - Haziran
2018 tarihleri arasındaki 2.5 yıllık dönemde tiroidektomi uygulanmış 75
hastaya ait TİİAB verileri ve histopatoloji rapor sonuçları çalışmamızın
materyalini oluşturdu. TİİAB sonuçları benign, önemi belirsiz atipi veya
foliküler lezyon (AUS/FLUS), foliküler neoplazi veya foliküler neoplazi için
şüpheli lezyon (FN/SFN), malignite yönünden kuşkulu (SuspM), malign ve tanı
için yetersiz (NDS) olarak sınıflandırıldı.
Bulgular: Tiroidektomi
operasyonu uygulanan vakaların TİİAB sonuçları değerlendirilmiş ve bu
vakalardan 26’sına (%34.7) benign, 3’üne (%4) AUS/FLUS, 6’sına (%8) FN/SFN,
18’ine (%24) SuspM, 7’sine (%9.3) malign ve 15’ine (%20) de NDS olarak tanı
verildi. Sitoloji sonucu benign olarak değerlendirilen olguların 4’ü, AUS/FLUS
olarak değerlendirilen olguların 2’si, SuspM olarak değerlendirilen olguların
15’i ve malign olarak değerlendirilen 7 olgunun ise tamamı doku tanısı
bakımından maligndi. Çalışmamızda duyarlılık, özgüllük, pozitif prediktif değer
ve negatif prediktif değer sırasıyla; %74.2, %91.7, %92 ve %73.3 olarak
hesaplandı.
Sonuç: Bulgular bir arada
değerlendirildiğinde TİİAB tekniğinin tiroid nodüllerine yaklaşımda etkin ve
kolay uygulanabilir bir yöntem olduğu sonucuna varılmıştır. Günümüzde TİİAB
materyallerinin değerlendirmesinde büyük öneme sahip olduğu ve yaygın olarak
kullanılmakta olan, "Tiroid Sitopatoloji Raporlaması için Bethesda
Sistemi" ile TİİAB tanılarında standardizasyonunun sağlandığı
düşünülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | MAK |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 16 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 21 Sayı: 3 |
Bu Dergi, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayınıdır.