Bir dilin yozlaşması o dilin yapısında ve işleyişinde bulunan en yaratıcı, güzel, zengin biçim ve niteliklerin yok olması, anlatım yollarının zayıflaması, dilin gerileme sürecine girmesi olarak izah edilebilir. Bir olgu niteliği kazanan dil yozlaşması konusu, pek çok araştırmada ele alınmıştır. İlgili çalışmalarda yozlaşmanın nedenleri, yayılması, engellenmesi gibi konulara değinilmiştir. Bu çerçevede söz konusu araştırmalar, dilin niteliksizleşmesinin öncelikli sebebi olarak dil kullanıcılarını görmüşlerdir. Dil kullanıcısı olmak, dile ait eylemlerin eyleyeni yani faili olmak demektir. Bu çalışmanın amacı, dil yozlaşması literatüründeki çalışmalarda yozlaşmaya neden olan faillerin kimler olduğunu vurgulamak ve söylemler üzerinden bir değerlendirme yapmaktır. Bu bakımdan farklı çalışmalardan yapılan alıntılar referans gösterilerek yozlaşmanın failleri söylem analiziyle tespit edilip yorumlanmaya çalışılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden biri olan söylem analizi dil yapılarına odaklanan bir yöntemdir. Çalışmanın kapsamı Türkçenin yozlaşma sorununu dile getiren, dil yozlaşması literatüründen seçilen ve atıf yapılan metinlerle sınırlı tutulmuştur. Alıntılar, araştırmanın amacını yansıtması bakımından söylem analizinin açıklayıcı repertuvarlar ve özne pozisyonları kavramları çerçevesinde incelenmiştir. Bu bağlamda, dil yozlaşmasının failleri olarak üç ana kaynak tespit edilmiştir. Alıntılardan hareketle belirlenen “Medya, Genç ve İş yeri” repertuvarları, incelenen çalışmalarda dil yozlaşmasının açık failleri olarak görülmüştür. Söz konusu failler, benliğin dışına itilerek ‘öteki’ şeklinde konumlandırılmıştır.
The corruption of a language can be explained as the disappearance of the most creative, perfect and richest forms and qualities in the structure and functioning of that language, the weakening of the ways of expression, and the regression process of the language. The issue of language corruption, which has become a phenomenon, has been discussed in many studies. In the studies on language corruption, the causes of corruption, its spread and prevention are mentioned. When the causes of corruption are examined, first of all, language users stand out. Being a language user means being the agent of language actions. The aim of this study is to emphasize who the doers of corruption are in the studies in the language corruption literature and to make an evaluation through discourses. In this respect, the doers of corruption were identified and interpreted by discourse analysis, by referring to quotations from different studies. In this study, discourse analysis, one of the qualitative research methods, was used. The scope of the study is limited to the sources that express the corruption problem of Turkish, selected from the language corruption literature and cited in the study. The quotations evaluated in the study were examined within the framework of the concepts of explanatory repertoires and subject positions of discourse analysis in order to reflect the purpose of the study. Three main sources have been identified as the doers of language corruption through the explanatory repertoires in the selected examples. The “Media, Youth and Workplace” repertoires, which were determined based on the quotations, were positioned as the visible doers of language corruption in the studies examined. The three identified doers are pushed out of the personality and positioned as the 'other'.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 29 |