Conservatism is one of the oldest ideologies. His basic thesis is that societies accumulate a kind of wisdom in history and this is mostly hidden in traditions. It is not true that conservatives are totally against change. Rather, they favor a well-thought-out change. Change should be natural rather than disconnected, unplanned, and mechanical leaps. Just like nature, there must be constant and organic change. Many variants of conservatism have emerged over time. In terms of being in favor of the status quo and glorifying tradition, it is divided into derivatives such as Traditional conservatism or Traditionalism, Cultural conservatism, Social conservatism, Agrarianism. In terms of its relationship with different ideologies, some hybrid forms such as Nationalist conservatism, Religious conservatism, Monarchism, Neo-conservatism have emerged. Islamism, on the other hand, developed as a reactionary ideology against the increasing political, economic and cultural influence of the West in the Islamic world in the 19th century. With its pioneering names, it has been an ideological perspective that struggles with western imperialism on the one hand and traditional interpretations of Islam on the other. In this study, it is discussed which of the existing ideological positions of the poet Sezai Karakoç, with his aspects reflected in his literary works, is close. The effects of this position on his artist identity are discussed under different titles. The semantic universe that Karakoç knitted around the concept of civilization shows that he is a cultural conservative. According to him, the Turkish-Islamic civilization, which has reached today in a continuous line, should be revived and refreshed against the corruption and disintegration brought by modern times. In this context, Karakoç is a cultural conservative in the context of conservatism's change and status quo dilemma; In the context of the hybridization of conservatism with other ideologies, it is concluded that he is a religious conservative.
Muhafazakârlık, en köklü ideolojilerden biridir. Temel tezi, toplumların tarih içinde bir tür bilgelik biriktirdiği ve bunun da en çok geleneklerde saklı olduğu düşüncesidir. Muhafazakârların değişime tümden karşı oldukları doğru değildir. Daha ziyade aşamaları iyi düşünülmüş bir değişimden yanadırlar. Değişim birbirinden kopuk, plansız ve mekanik sıçramalar yerine doğal olmalıdır. Tıpkı doğa gibi sürekli ve organik bir değişim olmalıdır. Muhafazakârlığın zaman içinde pek çok türevi ortaya çıkmıştır. Statükodan yana olma ve geleneği yüceltme bakımından Geleneksel muhafazakârlık (Traditionalist conservatism) ya da Gelenekselcilik (Traditionalism), Kültürel muhafazakârlık (Cultural conservatism), Sosyal muhafazakârlık (Social conservatism), Tarımcılık (Agrarianism) gibi türevlere bölünür. Farklı ideolojilerle ilişkisi bakımından ise Milliyetçi muhafazakârlık, Dindar muhafazakârlık, Monarşizm, Yeni muhafazakârlık (Neo-conservatism) gibi melez bazı formları ortaya çıkmıştır. Öte yandan İslamcılık 19. yüzyılda Batı’nın İslam dünyasında artan siyasi, ekonomik ve kültürel etkisine karşı reaksiyoner bir ideoloji olarak gelişir. Öncü isimleriyle bir yandan batı emperyalizmi ile bir yandan da İslam’ın geleneksel yorumları ile mücadele eden bir ideolojik perspektif olmuştur. Bu çalışmada edebi eserlerine yansıyan yönleriyle şair Sezai Karakoç’un mevcut Muhafazakâr ideoloji türevlerinden hangisine yakın durduğu ele alınmış; konumun, sanatçı kimliği üzerindeki etkileri farklı başlıklar altında tartışılmıştır. Bu bağlamda Karakoç’un medeniyet kavramı etrafında ördüğü semantik evren, onun bir kültürel muhafazakâr olduğunu gösterir. Ona göre kesintisiz bir çizgi halinde bugünlere ulaşan Türk-İslam medeniyeti, modern zamanların getirdiği yozlaşma ve çözülmeye karşı tekrar canlandırılmalı ve tazelenmelidir. Sonuç olarak Karakoç’un değişim ve statüko ikilemi bağlamında bir kültürel muhafazakâr; muhafazakârlığın diğer ideolojilerle melezleşmesi bağlamında ise bir dindar muhafazakâr olduğu değerlendirilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 30 |