Osmanlı Devleti’nin farklı din, dil, ırk ve kültürlerden oluşan insanları bir çatı altında tutarak huzur ve barış içinde yaşayabildikleri bir toplum modeli inşa ettiği tarihi kaynaklarda belirtilmektedir. Şüphesiz bu bir arada yaşama tecrübesinin gelişiminde, İslâm kültür ve medeniyetinin de önemli bir rolü bulunmaktadır. Osmanlı Devleti’nde toplum, İslâm devlet geleneğine uygun olarak din temelli bir sınıflandırmaya tabi tutulmuş ve inanç özgürlüğü temel bir prensip olarak benimsenmiştir. Bununla birlikte kültür ve medeniyet çatışmasına fırsat vermemek için toplumun bütün kesimlerinden dinî ve kutsal değerlere karşı saygılı olması beklenmiştir. Bu makalede, dinî ve manevî değerlere saygıyı konu alan Osmanlı dönemine ait hukukî düzenlemelere, bu düzenlemelerin toplumun pratik ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiş özgün bir formunu oluşturan fetva literatüründen örneklerle işaret edilmeye çalışılacaktır. Bu çerçevede dinin inanç esaslarına, sembol anlamı taşıyan hükümlerine ve kutsal kabul ettiği diğer değerlere karşı saygı duyulmasını konu edinen fetvalara yer verilecektir. Ayrıca doktrinde daha çok dinden dönme (irtidad) eylemiyle ilgisi kurulan elfâz-ı küfür meselesinin, fetvalarda dinî değerlerin yozlaşmasını önleme çabasına matuf bir yaptırım unsuru olarak görülebileceği tespitinde bulunulacaktır. Bunun ötesinde gayrimüslim tebaanın dinî ve manevî değerlerinin korunmasına yönelik fetvalar da incelenecek ve gayrimüslimlerin inanç ve ibadet hürriyetini güvence altına alan, eğitim ve sosyal haklardan mahrum bırakılmalarını engelleyen fetva örneklerine yer verilecektir.
Historical sources state that the Ottoman Empire built a society model in which people of different religions, languages, races and cultures could live in peace and harmony by keeping them under one roof. Undoubtedly, Islamic culture and civilization has an especially important role in the development of this experience of living together. In accordance with the Islamic state tradition, the society has been classified based on religion, and in this direction freedom of religion and belief has been adopted as a basic principle. However, it was expected from all segments of the society to be respectful towards religious and sacred values in order to avoid the conflict of culture and civilization. In this article, the legal regulations of the Ottoman period, which are about respect for religious and spiritual values, will be pointed out with examples from the fatwa literature, which constitutes a unique form of these regulations shaped in line with the practical needs of the society. In this context, fatwas emphasizing the freedom of religion and worship, regulating the belief principles of religion, respecting its symbolic provisions, and the values that it considers sacred, will be included. In addition, it will be determined that the issue of elfâz-ı kufr, which is mostly related to the act of apostasy (irtidad) in the doctrine, is seen as a sanction element aimed at preventing the corruption of religious values in many fatwas. Beyond that, fatwas for the protection of the religious and spiritual values of the minority elements formed by non-Muslims will also be discussed, and in this context, examples of fatwas that guarantee the freedom of religion and worship of non-Muslims and prevent them from being deprived of education and social rights will be included.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 30 |