Tarihsel olarak bakıldığında Türk romanının en verimli dönemi belki de Millî Mücadele sonrası ortaya çıkan cumhuriyetin ilk yıllarındaki hareketliliktir. Bu süreçte Türk romanı Yakup Kadri, Peyami Safa, Aka Gündüz, Hüseyin Rahmi, Reşat Nuri, Sadri Ertem ve benzeri kalemlerin eliyle hem roman türünün imkânlarını genişletmiş hem de ele alınan konuları çeşitlendirmiş ve yakın tarihin ciddi bir sorgusu içine girmiştir. Diğer başlıkların yanı sıra yakın tarih sorgusu genellikle meseleyi içten kavrayan, yeni kurulmuş cumhuriyetin kurucu ideolojisi penceresinden yorumlayan “tezli” bir bakış açısı üzerinden temellendirilmiştir. Ancak burada hem Millî Mücadele Dönemi’nde hem de sonrasında ortaya çıkan cumhuriyetin ilk yıllarındaki sosyal ve siyasal alanda uygulanan politikalardan farklı bir çizgi ortaya çıkar ki hiç kuşkusuz bunun en belirgin siması Kemal Tahir’dir. Kemal Tahir toplumcu gerçekçi bir üslupla hem Devlet Ana romanı üzerinden uzak geçmişi hem de Kurt Kanunu ve Yorgun Savaşçı romanları başta olmak üzere yakın tarihi “meseleye dışarıdan bakan” bir gözle ele almıştır. Kemal Tahir çoğu toplumcu gerçekçi yazarların aksine Batılı düşünceyi ve yaşamı esas aldığı gerekçesiyle Atatürk devrimlerini eleştirmiştir. Kemal Tahir, olacaksa dahi reformların Batılı yaşam üzerinden değil, toplumun hassasiyetleri göz önünde bulundurularak Doğu kimliği üzerinden yapılmasını savunmuştur. Benlik yıkmanın benlik yaratmaktan kolay olacağına inanan yazar, romanlarında Atatürk devrimlerine bu pencereden bakmış ve devrimlerle birlikte oluşturulmak istenen yeni yaşam biçimini kimliksizlik olarak nitelendirmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Türk Dili (Eski Anadolu, Osmanlı, Türkiye Türkçesi) |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 34 |