Çağdaş sanatta giderek artan çirkinlik enformasyonunun bilinç dışı köklerini açığa çıkarmak için
Melanie Klein ve onun psikanalitik teorisi, bu araştırmaya rehberlik eden başlıca alandır. Bunun sebebi,
Klein’in psikanalitik teorisinin bilinç dışı düşlem ve sembolleştirme çalışmalarına, ölüm dürtülerine verdiği
önem ve kuramının temel söylemlerinden olan paranoid-şizoid ve depresif konum kavramları olarak
düşünülebilir. Sanatta çirkinlik ve ölüm dürtüleri arasındaki ilişki ilk olarak yaratıcılığın en önemli basamağı
olan düşlem ve simgeleştirme ile ölüm dürtüleri arasındaki bağın incelenmesiyle ortaya çıkar. Bu nedenle
araştırma, öncelikle Klein’in düşlem ile ilgili görüşlerine yer verir. Daha sonra ise bir karşı estetik olarak
çirkinliğin, ölüm dürtüleri ve bu dürtülerin kendini gösterdiği sadizm-mazoşizm ikilisini açıklayarak ve sanat
yapıtlarında kendilerini gösterme biçimlerini irdeleyerek ortaya çıkarır. Bunun yanı sıra, hem çirkinlikle olan
bağları hem de ölüm dürtüleri ile olan ilişkileri bakımından tekinsizlik ve abject kavramları da çirkinliğin
bir tezahürü olarak araştırmada yer bulmuştur. Bu araştırma, yukarıda sözü edilen tüm içeriklerin birbirleri
ile olan ilişkilerini Klein psikanalizi zemininde açıklamaya girişirken bu kavramlar ile ilgili ve konunun
derinleşmesine katkı sağlayacağı düşünülen, literatürde önemli yeri olan Freud, Hanna Segal ve Julia Kristeva
gibi isimlerin fikirleri de konunun derinleştirilmesi için önemlidir.
Melanie Klein Çirkinlik Tekinsizlik-tuhaflık Ölüm dürtüleri Sanat.
Melanie Klein and her psychoanalytic theory are the main areas guiding this research to
uncover the unconscious roots of the growing ugliness information in contemporary art. It can be thought
that this is due to the unconscious phantasy and symbolization studies of Klein’s psychoanalytic theory,
emphasis on death instincts and the concepts of paranoid-schizoid and depressive position, which are the
basic discourses of her theory. The relationship between ugliness and death instincts in art first emerges
by examining the connection between phantasy and symbolization, which is the most important step of
creativity, and death instincts. For this reason, the research primarily includes Klein’s views on phantasy
then, as a counter-aesthetic, she explains the ugliness, death drives and the sadism-masochism dualism
in which these impulses manifest themselves and reveals the ways of showing themselves in works of art
by examining them. In addition, the concepts of uncanny and abject also took place in the research as a
manifestation of ugliness, in terms of both its ties with ugliness and its relations with the death instincts.
This research has attempted to explain the relations of all the above-mentioned contents with each other
on the basis of Klein psychoanalysis. In this context, the ideas of Freud, Hanna Segal and Julia Kristeva, who
have an important place in the literature, are thought to contribute to the deepening of the subject.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 12 Sayı: 2 |