Amaç: Yanık tedavilerinde kalori alımı hayati önem taşır. Yanık bakımı hastanemizde anestezi altında yapıldığından, anestezi öncesi açlık uygulaması da yanık hastalarını etkilemektedir. Bütün bu koşullar altında, ağızdan ve nazogastrik tüp aracılığı ile beslenmenin anestezili ve anestezisiz uygulamalarda ne gibi farklılıklar gösterdiği değerlendirilmiştir.Gereç ve Yöntemler: 2009 ile 2012 yılları arasında yatmış olan 98 geniş yanık hastalar incelenmiştir. Ağızdan beslenen hastalar oral grubu, nazal tüp yoluyla beslenenler ise nazogastrik tüp grubunu oluşturdu. Protokolümüze göre %30 ve üzeri yanıklar nazogastrik tüp ile beslendi. Anestezi öncesi açlık uygulaması yapıldı ve operasyon sonrası 3.saatte işlem yapılan hastaların tamamına beslenme başlandı. İshal, kusma, mide rezidüsü, günlük kaloriler, beslenme tipleri, anestezi prosedürleri kayıt edildi. Şikayet farklılıkları ve beslenme uygulamalarının sonuçları grupların kendi karakteristikleri içinde incelendi.Bulgular: Oral ve nazogastrik grupların yaş ve cinsiyet dağılımları benzerdi. Oral grup 73 ve nazogastrik grup 25 hastadan oluşmaktaydı. Oral gruptaki en fazla görülen problem %17.8 ile kusma idi. Nazogastrik grupta ise %36 ile gastrik rezidü olması idi. Anestezi uygulanmadığı günlerde kalori alımının fazla olduğu bütün gruplarda görüldü.Sonuç: Yüksek yüzdeli yanıklarda makul seviyede kalori alımını temin etmek için nazogastrik beslenme zorunlu bir yöntem gibi görünmektedir. Anestezi uygulanmadığında ise daha da etkilidir. Ancak yanık bakımının kaliteli olması için de anestezi uygulaması gereklidir. Uygun beslenme desteğinin sağlanması tartışma konusu olmaya devam edecek gibi görülmektedir. Bizim görüşümüze göre, anestezi uygulaması uygun beslenme ile koordine edilebilir.
Objective: Calorie intake is vital for the treatment of burns. As wound care is managed under anaesthesia in our burn unit, pre-anaesthesia fasting also affects burn patients. Under all these circumstances, we aimed to evaluate the differences between oral and nasogastric feeding with or without anaesthesia management.Material and Methods: We evaluated 98 patients hospitalized with major burns between 2009 and 2012. Orally fed patients formed the oral group, and patients fed with the nasal route were accepted as the nasogastric group. In our protocol, burns higher than 30% body surface area were fed by nasogastric tube. Pre-anaesthesia fasting was performed, and postoperative feeding was started after 3 hours for all admitted patients. Diarrhoea, vomiting, gastric residues, daily calories, feeding types and anaesthesia procedures were recorded. Differences of complaints and consequences of feeding policies were evaluated in the groups’ own characteristics.Results: Patients in the nasogastric and oral groups had similar age and gender distribution. 73 patients received oral food, and 25 patients were fed by nasogastric tube. Vomiting was the most common problem (17.8%) in the oral group, and residue (36%) was the most common problem in the nasogastric feeding group. The calorie intake was raised for both groups on the days without anaesthesia. Conclusion: Nasogastric feeding with high calorie nutrition solutions seems to be an essential route to maintain a reasonable calorie intake for high percentage burn patients. It is more effective when no anesthesia is administered. However, anesthesia is also essential for wound care quality. Providing adequate nutrition support will be a matter of debate. We believe that treatment using anesthesia can be coordinated with adequate nutrition
Diğer ID | JA22DC39CF |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 10 Sayı: 4 |