Âşık ile şair arasında tanım itibariyle çok ince bir çizgi vardır. Halk
arasında eline saz alıp şiir söyleyene âşık, şiirlerini eline saz almadan dile
getirenlere de genellikle şair denilmektedir. Adlarının şair ya da âşık
olmasıyla çok da farklılık göstermeyen bu kişiler, dün olduğu gibi bugün de
bulundukları topluluğun sesi, nefesi, gözü ve kulağı olmuş ve olmaya da
devam etmektedirler. Mehmet Emin Yurdakul: “Unutma ki şairleri
haykırmayan millet / Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir” derken,
şairleri, kişilerin dolayısıyla da toplulukların en kıymetlilerinden; onlarsız bir
hayatın kimsesizlik, yalnızlık olacağını yürekten hissetmektedir. Yunus
Emre’nin “Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı/ Söz ola ağılı aşı bal ile
yağ ede bir söz” dizeleri ile şairlerin toplum hayatında gerektiğinde savaşı
bitirecek, gerektiğinde insanı idama götürecek kadar önemli bir yere sahip
olduğunu vurgulaması boşuna değildir. Şair ve âşıklar için yukarıda
belirttiğimiz, ifade ettiğimiz sıfatlar, bu kişilerin milletlerin hayatındaki
etkileri göz önünde bulundurulduğunda az bile kalır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mart 2018 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 39 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.