Bireyler, yaşadıkları çevrede kültürel bağlamda edindiği her bilgiyi kendilerinden sonra gelecek nesillere ulaştırmak için belli bir çaba harcamaktadır. İnsanoğlu hayatı boyunca, edindiği tüm bilgiyi beyninde işleyerek dile taşımakta ve oradan da sözcükler vasıtasıyla dış dünyaya aktarmaktadır. Dilin anlamlı ses birlikleri olan bu sözcükler aynı zamanda pek çok varlığın ve nesnenin de adıdır. Çoğu zaman bu varlık ve nesnelerin özelliğinden ötürü konulan adların benzetme yoluyla oluşturulduğu bilinmektedir. Bu çerçevede halkın ürettiği hastalık adlarından bazıları hastalığın özelliği, görüntüsü, kişide bıraktığı his gibi farklı sebeplerle konulmaktadır. Halk kendi diline özgü oluşturduğu bu adları, nerede olursa olsun, arada mesafeler olan ve aynı milliyetten olan ülkeler arasında bile aynı biçim ve anlamda kullanmaya devam eder. Bu, ortak bir kültürden gelen ve daha sonra ayrı kalan milletlerin geçmiş kültürlerini ve geleneklerini iyi bilmeleriyle ilgili olmalıdır. Örneğin bugün Türkiye Türkçesi ve ağızlarında kullanılan pek çok hastalık adının Irak (Kerkük) Türkmen ağzında da aynı şekilde yaşadığı görülmektedir. Çalışmada, Kerkük’te anlamsal ve biçimsel bağlamda Türkiye’deki ile aynı olduğu gözlemlenen pek çok hastalık adının nasıl konulmuş olabileceği üzerinde durulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 12 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: Salgın Hastalıklar Özel Sayısı |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.