Yazarların Görev ve Sorumlulukları
Yazarlık ve Katkıda Bulunma
Yazarlık, çalışmanın konseptine, tasarımına, yürütülmesine, inşasına veya yorumlanmasına önemli katkılarda bulunanlarla sınırlı olmalıdır. Önemli katkılarda bulunanların tümü ortak yazarlar olarak listelenmelidir. Çalışmaya örneğin dil düzenlemesi gibi çok az katkıda bulunanlar varsa bunların teşekkür bölümünde belirtilmeleri gerekir. Sorumlu yazar, tüm ortak yazarların makalenin son halini görüp onayladığından ve yayınlanmak üzere sunulmasını kabul ettiğinden emin olmalıdır. Yazarların, makalelerini göndermeden önce yazarların listesini ve sırasını dikkatlice gözden geçirmeleri ve orijinal gönderim sırasında kesin yazar listesini sağlamaları beklenir. Editör yalnızca istisnai durumlarda makale gönderildikten sonra yazarların eklenmesini, silinmesini veya yeniden düzenlenmesini dikkate alacaktır. Tüm yazarlar bu tür herhangi bir ekleme, çıkarma veya yeniden düzenlemeyi kabul etmelidir. Yazarlar eser için ortak sorumluluk alırlar.
Makale Yazımı
Orijinal araştırma makalesi kaleme alanlar, konuyu özgün bir şekilde ve nesnel bir tartışma ile ele almalıdır. Makale, başkalarının çalışmayı tekrarlamasına izin vermek için yeterli ayrıntı ve referansları içermelidir. Hileli veya bilerek yanlış beyanlar etik dışı davranış teşkil eder ve kabul edilemez.
Özgünlük
Yazar makalenin orijinal olduğu, daha önce başka bir yerde yayınlanmadığı ve başka bir yerde, başka bir dilde yayınlanmak üzere değerlendirmede olmadığı konusunda teminat sağlamalıdır.
Orijinal Kaynak Kullanımı ve Atıf Yapma
Yazarlar, özgün bir araştırma yapmayı ve raporlamayı hedeflemelidir. Yazarlar, tamamen özgün eserler yazdıklarından ve başkalarının eserlerini veya sözlerini kullanmışlarsa, bunun uygun şekilde alıntılandığından emin olmalıdır. Üçüncü taraflarla konuşma, yazışma veya tartışmalarda olduğu gibi özel olarak elde edilen bilgiler, kaynağın açık ve yazılı izni olmadan kullanılmamalıdır. Yararlandığı çalışmalara uygun şekilde atıfta bulunmalıdır. Yazarın kendi çalışması da dahil olmak üzere diğer yayınlardan yaptığı usulsüz aktarımlar etik ihlali ve intihal kabul edilir.
Veri Erişimi ve Muhafazası
Yazarlardan, editör incelemesi için makalelerini destekleyen araştırma verilerini sağlamaları ve/veya derginin açık veri gereksinimlerine uymaları istenebilir. Yazarlar, mümkünse, bu tür verilere kamu erişimi sağlamaya ve bu tür verileri yayınlandıktan sonra makul bir süre boyunca saklamaya hazır olmalıdır. Dergimiz, araştırma verilerinin TUBITAK'ın Aperta Portalı'na yüklenmesini tavsiye etmektedir.
Çoklu ve Eşzamanlı Yayın
Bir yazar aynı araştırmayı içeren makalesini birden fazla dergisinde yayımlamamalıdır. Aynı makalenin aynı anda birden fazla dergiye gönderilmesi etik dışı davranıştır. Bir yazar, özet şeklinde yayınlanmış olması dışında, daha önce yayınlanmış bir makaleyi başka bir dergide değerlendirilmek üzere sunmamalıdır.
Etik Beyan ve Etik Kurul İzni
Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine uyulduğunun, başkalarına ait ölçek, anket, fotoğraf vb. kullanımı için sahiplerinden izin alınması ve belirtilmesi gerekir. Aynı şekilde insan ve hayvanlar üzerinde yapılan deney, anket, mülakat, odak grup çalışması, gözlem vb. araştırmalar etik beyanı ve etik kurul iznini gerektirir. Etik kurul izni gerektiren, tüm bilim dallarında yapılan araştırmalar için (etik kurul onayı alınmış olmalı, bu onay makalede belirtilmeli ve belgelendirilmelidir. Etik kurul izni gerektiren araştırmalarda, izinle ilgili bilgilere (kurul adı, tarih ve sayı no) yöntem bölümünde, ayrıca makalenin ilk/son sayfalarından birinde; olgu sunumlarında, bilgilendirilmiş gönüllü olur/onam formunun imzalatıldığına dair bilgiye makalede yer verilmelidir. Etik Kurul İzni gerektiren çalışmalarda izin belgesinin makale başvuru sırasında yüklenmesi zorunludur. Etik Kurul İznine dair belgeyi yüklemeyen yazarların araştırmaları değerlendirilmeye alınmaz.
Çıkar Çatışması
Kişinin yaptığı işte çelişkiye düşmesine yol açacak, objektifliğini önemli oranda bozabilecek veya herhangi bir kişi ya da kuruluş lehine adil olmayan avantaj sağlayabilecek herhangi finansal ya da diğer tür çıkarlardır. Araştırmanın yürütülmesi ve makalenin hazırlanması sürecinde alınan tüm mali destek kaynakları ve sponsorların çalışmadaki rolü açıklanmalıdır. Finansman kaynağı yoksa bu da belirtilmelidir. Açıklanması gereken olası çıkar çatışması örnekleri arasında danışmanlıklar, maaş alımı, hibeler yer alır. Potansiyel çıkar çatışmaları mümkün olan en erken aşamada açıklanmalıdır.
Hata Bildirimi
Bir yazar yayınlanmış çalışmasında önemli bir hata veya yanlışlık fark ettiğinde, derhal dergiye bildirimde bulunmalıdır. Editör tarafından gerekli görüldüğü takdirde makaleyi geri çekmek veya düzeltmek için işbirliği yapmak da yazarın yükümlülüğüdür. Editör veya yayıncı, yayınlanan bir çalışmanın hata içerdiğini üçüncü bir şahıstan öğrenirse, editöre bilgi vermek de dahil olmak üzere editörle işbirliği yapmak yazarın yükümlülüğüdür.
Görüntü Bütünlüğü
Bir görüntüde belirli bir özelliği geliştirmek, karartmak, taşımak, kaldırmak veya eklemek kabul edilemez. Yazarlar, dergi tarafından uygulanan grafik görseller için belirlenen politikaya uymalıdır.
Makale Geri Çekme
Yazar dergimizin yayım süreçlerinde değerlendirilen çalışmasını sadece ön-kontrol aşamasında geri çekebilir. Yayım süreçlerinin diğer aşamalarında çalışmalar geri çekilemez.
Yayınlama Ücreti
Dergimizde yayımlanan tüm araştırmalar için yazarlardan herhangi bir ücret alınmaz.
Makale Muhtevasının Genel Çerçevesi
Makalenin Başlığı
Makale başlığının önem ve ehemmiyeti nedir? bir makale başlığı nasıl seçilir, makale başlığı nasıl oluşur? yahut nasıl olmalıdır? soruları çerçevesinde özlü bir şekilde makale başlığından söz etmek mümkündür. Her şeyden evvel makale başlığı, makalenin en önemli organı, bölümü, özü, yüzü, aynası daha doğrusu etiketi, kimliği ve vitrinidir, makale dünyasına kendisiyle girilen bir anahtar veya bir kapıdır. Makale, kuşkusuz başlığıyla görücüye çıkar, onunla tanınır, onunla bilinir. Hatta yazarı akademik ve okur dünyasına taşıyan tanıtan yegâne söz birimidir. İnsan organizmasında baş ve yüzün ehemmiyeti ne ise makalede başlığın önemi de o derecedir. Okurun makaleyle ilk tanışıklığı, ilk iletişimi başlıkla olur, makaleye dair okur zihninde canlanan ilk imaj da aslında yine bu başlık sayesindedir. Dünyada milyonlarca yayın arasından arama motorlarında seçim ölçütü, yine makalenin başlığıdır. Makalenin en çok okunan kısmıdır başlık. Okur, veri tabanlarında veya araştırmaların referans bölümlerinde arama yaparken, birtakım makale başlıkları ile karşılaşır. Çoğu zaman, makalenin hangi konu hakkında olabileceğine ve aradığı konu ile ilgili olup olmadığına bu başlıklar sayesinde karar verir. Makale başlığı, tüm makalenin özü, cevheri hülasası ve vitrini olduğundan dolayı seçilen başlık, bu başlığı oluşturan kelime ve kavramlar makalenin iç dünyasını, muhtevasını bir ayna gibi yansıtır olmalı, içerisinde nelerin olabileceğini söz gelimi konusunu, amacını, hipotezini, problematiğini, metodunu hatta bulgu ve sonuçlarını refere eder nitelikte bir gösterge olmalıdır. Bunun yanı sıra başlık, makalenin evren alanına nelerin dâhil olmadığını da hatırlatmalıdır okura. Çalışmanın başlığı yeterince içeriğini açıklayamazsa muhtemelen makale okunmamış olarak kalacaktır. Dolayısıyla başlık/isim, geleneğimizde varlıkları adlandırma, tanımlama ve sınıflandırmada dile getirildiği gibi “efradına cami ağyarına mani” olmalıdır. Başlığın ilgi çekici olması ve merak uyandırması önemli olmakla birlikte makalenin muhtevasından uzak, okuru yanıltan özel ve genel başlıklardan kaçınılmalıdır. Söz gelimi Kanatlı Canlılar başlıklı bir makalenin muhtevasında ya da bir bölümünde kanatsız canlılardan; bu başlık altında kanatlıların sadece bir kısmından ya da bir türünden söz edilmesi “efradına cami ağyarına mani” başlıklı bir makale olma özelliğine gölge düşüreceği gibi, kuşkusuz beraberinde makale kurgusunda da sorunlara yol açacaktır. O bakımdan hakemler yahut editörler tarafından bu türden kurgusal sorunlardan reddedilen yahut başlığı değiştirilen makalelerin azımsanmayacak oranda olmadığını unutmayalım. Aslında bir sonuçtur, mevcut ve var olan bir şeyi isimlendirmedir, tıpkı doğan çocuğa isim koyma gibi bir şeydir makale başlığı. O nedenle başlık mı öncedir makale mi? ya da başlık mı makaleye tabidir yoksa makale mi başlığa tabidir? sorusunun cevabı hiç kuşkusuz başlığın makalenin varlık bulmasından neşet eden bir adlandırma olduğu göz ardı edilmemelidir. Başlığa göre makale oluşmaz, makale oluştuktan sonra araştırmanın konusu, amacı, hipotezi, verileri, bulguları ve sonucuna göre başlık varlık bulur. Geleneğimizde “isim müsammaya” ya da “ilim maluma tabi” sözlerinde olduğu gibi makalenin ismi de müsemmasına yani makalenin muhtevasına göre şekillenmelidir. Şekil bakımından makale başlığı özelliklerine gelince, seçilen başlık, makalenin içeriğinde okuyucunun ne bulacağını net bir şekilde ifade etmelidir. Yazının içeriğini kısa, öz, açık ve yeterli ölçüde yansıtacak nitelikte odak kelimelerden oluşmalı, büyük harflerle ve koyu yazılmalı, başlıklarda kelime sayısının her ne kadar azami 12, 15 veya 35 ‘e kadar çıkarılabileceği araştırmalarda belirtilmiş olsa da bu çapta aşırı uzun başlıkların okura çekici gelmediğini, onu ittiğini, adeta bir labirent gibi okurun makalenin iç dünyasına girmesine engel olduğunu, makalenin indirilme oranını azalttığını ve tercih edilmediğini unutmayalım. O nedenle başlıklandırmada marifet icazdır yani az kelime ile çok şey söyleyebilme daha doğrusu makalenin muhtevasını yansıtabilmedir. Aynı şekilde iyi bir başlıkta ironi, kelime oyunu, eğlendirici tema, mizah, edebî ve kültürel göndermeler ve kısaltmalar söz konusu olmaz. Bu tip başlıkları kullanan makaleler belki ilk etapta daha çekici veya daha fazla indirilebilir olsa da daha az etkiye sahip olduğu göz ardı edilmemelidir. Türüne göre, makale bildirim (declarative titles) içerikli, tasvirî (descriptive titles), soru (interrogative titles) ve karma başlıklı olabilir. Ancak bildirim cümleli, tam cümleli yahut soru cümleli başlıklı makaleler, bunlar tercih edilen başlık türleri değildir. Bu tür niteliklerde hazırlanmış bir makale başlığının çalışmanın okunma, bir dergide yayınlanma ve alıntılanma hatta indirilme şansını doğrudan etkilediğinde bir kuşku yoktur. Bununla birlikte, Batı literatüründe en çok atıf alan makalelerin ve Türk akademisinde en çok kullanılan başlığın tasvirî başlıklı makaleler olduğu da dikkatlerden kaçmamaktadır.
Makalenin Öz’ü/Abstract’ı
Öz/özet nedir? Özet, okurun makalenin dünyasıyla ilgili ilk fikri edinecekleri, makalenin kendi ilgi alanı ile ilgili olup olmadığına, makaleyi okumaya devam edip etmeyeceğine hatta dergi editör ve hakemlerin makaleyi kabul yahut ret kararlarına imkân veren bir bölümdür. Bu nedenle etkili bir özet yazmak oldukça önemlidir. Özensizce yazılan bir öz, daha makalenin içeriği görülmeden reddedilmesine neden olabilir. Makalenin içeriğini tam olarak yansıtması yanında tabir yerindeyse makalenin hedef kitleye pazarlanması, reklamı ve vitrini olması açısından da önem taşır. Özet her ne kadar makalenin başında yer alsa da yazmaya özetten başlanması doğru olmaz. Çünkü özet, nihayetinde enikonu araştırılmış, incelenmiş, bulguları ve sonuçları ortaya konmuş ve varlık bulmuş bir makalenin özüdür. Özet makalenin özünü, esasını ifade edeceğinden makaleyi tam olarak bitirmeden yazılan özetin bir yönüyle eksik kalması kaçınılmazdır. Bu nedenle özeti en son yazmak tüm makaleyi göz önüne seren onu tam olarak temsil eden bir öz yazmak için gereklidir. Dolayısıyla kimi makalelerde görüldüğü üzere özetin gelecek zaman kipiyle yazılması doğru değildir. Özet, tamamlanmış çalışma hakkında bir rapor olduğundan, burada dili geçmiş yahut mişli geçmiş zaman kipi kullanılması gerekir. Özet, içeriği yönüyle makalenin konusu, amacı, problematiği, hipotezi, yöntemi ve sonucuyla ilgili olduğu kadar, uzunluğu, kelime sayısı, yazım formatı ve içeriği açısından gönderilecek derginin öz yazım yönergesiyle de bağlantılıdır. O nedenle akademik dergide yayınlanmak üzere hazırlanan makale için derginin yönergelerinde özetin nasıl hazırlanacağına ilişkin kurallar da dikkate alınmalıdır. Aynı zamanda özet, okuyucuların dikkatini çekecek, merak uyandıracak ve onları makalenin içine çekecek, araştırmacının aradığı şeyin orada bulunup bulunmadığına ilişkin bir fikir verecek nitelikte olmalıdır. Çünkü okurların büyük bir çoğunluğu sadece makalenin başlığı ve özeti ile yetindiklerinden dolayı yazar, okuyucuların özete ulaştıklarında makale hakkında tam bir fikre sahip olmalarını temin edecek bir nitelikte özetini tasarlamalıdır. Kuşkusuz özetin sadece okuyucuların dikkatini çekecek, onlarda merak uyandıracak ve okuru makalenin içine çekecek nitelikte olması yeterli değildir. Aynı zamanda makalenin indekslenmesi açısından da özet ve anahtar kelimeler son derece kritik öneme sahiptir. Şöyle ki arama motorları makalenin özetini de tararlar. Bu nedenle makaleyi temsil edebilecek ana tema ve anahtar kelimelere özenli bir şekilde özet içinde yer verilmelidir. Bu anahtar kelimeler bilgilerin elektronik olarak toplanmasında önemli rol oynar ve arama kelimeleri ile eşleştirilir. O bakımdan hangi kelimelerle arama yapıldığında makaleye kolay erişilmesi isteniyorsa bu kelimelerin özet yazımının doğal seyri içine yerleştirilmesi gerekir. Bu, makalenin kolay bulunabilir olması ve muhtemelen daha çok atıf alması anlamına gelecektir. Öz/özet türleri nelerdir? Özet türleri, Eleştirel, Açıklayıcı, Bilgilendirici ve Vurgulayıcı olmak üzere dört çeşide ayrılabilir. Eleştirel özet, ana bulguları ve bilgileri açıklamanın yanı sıra, çalışmanın geçerliliği, güvenilirliği veya bütünlüğü hakkında bir yargı veya yorum da içerir. Araştırmacı makaleyi değerlendirmekle beraber aynı konudaki diğer çalışmalarla karşılaştırır. Eleştirel özetler, ilave yorumlayıcı açıklamalardan dolayı genellikle biraz daha uzun (400-500 kelime) olabilir. Bu tür özetler nadiren kullanılır. Açıklayıcı, betimleyici/tanımlayıcı özete gelince, çalışmada bulunan bilgi türünü belirtir. Çalışmayla ilgili herhangi bir yargıda bulunmaz ve araştırmanın sonuçlarını veya sonuçlarını da sağlamaz. Metinde bulunan anahtar kelimeleri içerir ve araştırmanın amacını, yöntemlerini ve kapsamını içerebilir. Tanımlayıcı özet sadece özetlenen çalışmayı tanımlamaktadır. O nedenle bazı araştırmacılar bunu bir özetten ziyade çalışmanın bir taslağı olarak görür. Tanımlayıcı özetler genellikle çok kısa, 100 kelime veya daha azdır. Bilgilendirici özete gelince özetlerin çoğu bu türdendir. Bir eseri eleştirmek, değerlendirmek, tanımlamak ve betimlemekten daha fazlasını yapmaktadır. İyi bir bilgilendirici özet, eserin kendisi için bir vekil görevi görür. Başka bir deyişle, araştırmacı makaledeki tüm ana argümanları ve önemli sonuçları ve kanıtları sunar ve açıklar. Bilgilendirici bir özet, tanımlayıcı bir özette [amaç, yöntem, kapsam] bulunabilecek bilgileri içerir, ancak bunlara ilave olarak araştırmanın sonuçlarını ve yazarın önerilerini de içerir. Uzunluk çalışma alanına göre değişebilir, ancak bilgilendirici bir özet, genellikle 300 kelimeden fazla değildir. Vurgulayıcı özete gelince okuyucunun dikkatini araştırmaya çekmek için özellikle vurgulanan bir özet çeşididir. Bu özet türünde, makalenin dengeli veya tam bir resmi olduğu iddiası yoktur ve aslında okuyucunun ilgisini çekmek için eksik ve önde gelen açıklamalar kullanılabilir. Vurgulayıcı özet, gerçek bir özet değildir ve bu nedenle akademik yazımda nadiren kullanılır. Özet neleri içermeli/içermemelidir? Özette, istenen yaklaşık 100-300 arası değişen kelime sayısına bağlı olarak açık, seçik anlaşılır birer ikişer cümle ile, konu, kapsam, problematik/sorunsal durum, hipotez, araştırmanın amaç ve hedefi, önemi, neden ve niçin bu konunun seçildiği, hangi boşluğu dolduracağı, araştırmada izlenen yöntem, çalışma planı, elde edilen temel bulgu ve sonuçlara genelde tek bir paragraf yahut temalı birkaç paragraf halinde kısaca değinilir. Makale, sadece bu bölümden ibaretmiş yahut sadece bu öz okunacakmış gibi giriş, amaç, yöntem, gelişme, bulgular, tartışma ve sonuç cüzlerinin kısa bir taslağı ve haritası olarak kaleme alınmalıdır. Eğer, bu şekilde yazılmamış ise öz yeniden gözden geçirilmelidir. Her araştırmanın bir konusu ve kapsamı olduğunu düşünerek en başta konu ve kapsamın ne olduğuna değinerek özete başlamak faydalı olacaktır. Ardından araştırmanın problematiğine araştırmayı yapma ve makaleyi yazma motivasyonuna bir cümleyle işaret edilebilir. Bu, çoğu zaman araştırma için çıkış noktasını belirten bir ifadedir ve amacı açıklamak üzere temel oluşturur. Daha sonra araştırmanın ne amaçla gerçekleştirildiği ortaya konulmalıdır. Amaç ifadesi makalenin geneli ile uyumlu olarak açık, seçik ve anlaşılır şekilde verilmelidir. Bu amaca ulaşmak için neler yapıldığına ve hangi yöntem ve analizlerin kullanıldığına kısaca değinilmelidir. Araştırma sonunda ne elde edildiğine, elde edilen bulguların ne anlama geldiğine ve makale içinde nelerin tartışıldığına kısaca işaret edilmelidir. Yine araştırma sonuçlarının alana katkısına ve önemine değinen bir cümleyle, özet bitirilebilir. Birçok derginin yönergesinde 100, 150, 200, 250 kelimelik özetin yazılmasının öngörüldüğü göz önüne alındığında esasen bu başlıkların her birinin birer ikişer cümle ile ifade edilmesi gerektiği ortaya çıkar. Diğer taraftan bazı özet formatlarında her bir başlığın ayrı ayrı ele alınması ve 500-700 kelimeye kadar bilgilendirici özet verilmesi istenebilir. Böyle bir durumda da yine yönergeler doğrultusunda özette yer alması gereken her öğe ayrı başlıklar altında öngörülen uzunlukta ele alınmalıdır. Özette kelime tasarrufunda ekonomik olunmalıdır. Özet, herhangi bir tanım, tanımlayıcı bilgi, tablo, resim, şekil, alıntı ve uzun anlatımlar, eksiltili cümle, kısaltma, referans/kaynak ve kanıtlayıcı ifade içermemelidir. Özetin yukarıda sayılan başlıkları bir çırpıda vermesi yeterlidir. Özetlerde çok yapılan hatalardan biri uzun betimleyici ifadelere ve araştırma detayına yer verilmesidir. Özet, makalede ele alınan bir kavramın tanımlanması, ne olduğunun ya da ne olmadığının anlatılması için uygun bir yer değildir. Dolayısıyla bu açıklamalar metin içeriğinde uygun yerlere bırakılmalıdır. Ayrıca makaleden bir paragrafın veya cümlenin birebir kopyasını yahut makalede söz edilmeyen yeni bir bulgu ve sonuç içermemelidir. Özet, tamamen özgün olarak ele alınmalı yeni ifadelerle yazılmalıdır.
Makalenin Giriş’i
Makalenin bölümlerinden biri olan girişin temel amacı çalışmayı (makaleyi) tanıtmaktır. Bu nedenle ilk etapta, araştırmanın konusu ve asıl problemin tanımının yapılması önem arz ediyor. Açıktır ki, eğer problem mantıklı, anlaşılır bir şekilde belirtilmezse okuyucu çalışmaya ilgi duymaz. Okur, makale ile uğraşsa bile eğer problem anlamlı bir şekilde sunulmamış ise yazının parlaklığı onu etkilemeyecektir. O bakımdan makalenin giriş bölümü çalışmanın amacına bir temel oluşturmalı ve bir hipotezi ya da araştırma sorusunu içinde barındırmalıdır. Bu çalışma niçin seçilmiştir ve neden önemlidir? Neden araştırılması gereklidir? Çalışma niye yapılmalıdır? Problematik olan şey nedir? bu araştırma sorularının arka planı, gerek ve mantığı kısa ve öz olarak anlatılmalı ve araştırmanın amacı, araştırma soruları ve varsayımları açık olarak ortaya konulmalıdır. Giriş, makalenin odaklandığı ve konuyu özetleyerek tanıtan bölümdür. Bu bölüm aslında makale öz’ünün daha geniş hali, topografisi ve bir haritasıdır. Makalede neyin olduğunu ve ne yapıldığını sergileyen bir pazarlama vitrini gibi daha doğrusu okuru yakasından tutup mağazanın/makalenin içine, verilerin işlendiği hipotezin test edildiği gövde metne çeken/çekmesi gereken bölümdür aslında. Şu da bir gerçek ki ister akademik isterse de genel yazın olsun okur kitlesinin zamanının çok değerli olduğu akıldan çıkarılXI Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: V, Sayı: 1, Yıl: Ocak-Haziran 2021 mamalıdır. O bakımdan çalışmanın gerekli olduğuna dikkat çekilen bu bölüm, kısa, genel, abartısız, ilgi çekici, okuru uyaran ancak bıktırmayan ve kavratıcı nitelikte olmalıdır. Giriş bölümünde amaç tam olarak aktarılmalı, konuyu vurgulayan önceki çalışmalar/literatür tanımlanmalı, çalışılacak hipotez ve çıkacak bulgu ve sonuçların önemi kısa ve öz olarak anlatılmalıdır. Bu bölümün sonunda araştırmanın niçin yapıldığı (amacı) çok net olarak ifade edilmelidir. Giriş bölümünün amacı, okuyucunun konuyla ilgili önceki yayınlara bakmaya ihtiyaç duymaksızın, şimdiki çalışmanın sonuçlarını anlayıp değerlendirmesine imkân verecek, yeterli ölçüde temel bilgileri temin etmektir. İyi bir giriş için önerilen kuralları şöyle sıralamak mümkündür: İlk olarak araştırmanın konusu, araştırılan problemin niteliği ve kapsamı, başarılmak istenen şeyin ne olduğu mümkün olduğu açıklıkla sunulmalıdır. İkinci olarak okuyucuyu yönlendirmek için ilgili yayınlar değerlendirilmeli bu alanda literatürdeki eksiklik ve çalışmanın dolduracağı boşluk okura hissettirilmelidir. Özellikle çalışmanın konusu ve amacıyla ilişkili doğrudan çalışmalar özetlenmeli ve yapılan çalışmanın bu anlamda niçin önemli/ anlamlı olduğu, hangi boşluğu dolduracağı, ilave hangi katkıyı sağlayabileceği net olarak açıklanmalıdır. Bu durum, okura mevcut çalışmanın bilinenler arasındaki yerini, araştırmanın diğerlerinden farklı olan özgün ve otantik yanını kuşkusuz bilme fırsatı verecektir. Üçüncü olarak araştırma yöntemini belirtmelidir. Eğer gerekli görülürse, bu yöntemin seçilme, belli bir yöntemin diğer yöntemlere tercih edilme nedenleri açıklanmalıdır. Çalışmanın türü (uygulamalı, kavramsal, kuramsal, derleme), eğer uygulamalı bir araştırma ise çalışmanın tasarımı (keşifsel, betimsel, nedensel), varsa modeli, ana kütlesi, örnekleme yöntemi, örnekleme süreci cevap aradığı temel soru(lar), ilgili verilerin nereden, neden, nasıl ve hangi araştırma tekniği(leri) ile toplandığı, nitel mi nicel mi nasıl analiz edildiğine yer verilmesi gerekir. Dördüncü olarak araştırmanın ana bulguları belirtilmelidir. Beşinci olarak bulguların ortaya çıkardığı ana sonuçlar ortaya konulmalıdır. Eğer çalışmanın kısa özeti veya ön notu daha önce yayımlanmış ise, girişte bundan (atıf ile) bahsedilmesi gerekir. Yine çok yakından ilgili makaleler başka bir yerde yayımlanmışsa veya XII Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: IV, Sayı: 2, Yıl: Temmuz-Aralık 2020 yayımlanmak üzere ise bunu yine girişin son kısmında ya da sona doğru söylemek gerekir. Okura rehberlik etmesi amacıyla kullanmaya niyetlenilen her çeşit özel terim ve kısaltmaların tanımlanacağı en uygun yerin yine giriş bölümü olduğu bilinmelidir. Esasen araştırmanın konusu, kapsamı, problematiği ve literatüründen genel olarak söz edildiğinden dolayı anlatım dilinin geniş zamanda olması gerekir.
Makalenin Ana Gövdesi
Makalenin ana gövdesi verilerle temellendirilen, analiz ve sentezlerin, tartışma ve çıkarımların olduğu; bilgilerin mantıksal bir dizim ve düzen içinde anlamlı bir bütün olarak sunulması gereken en temel bölümüdür. Özet ve giriş bölümlerinde belirlenen konu, kapsam, amaç, hipotez, yöntem vb. hususların bilfil işçiliğinin yapıldığı, giriş ve özde çizilen harita ve taslağın bizzat tatbik edildiği makale bölümüdür.
Makalenin Sonucu
Araştırma neticesinde verilerin ortaya koyduğu sonuç bölümüdür. Burada araştırma bulguları, bu bulguların gösterdiği sonuçlar açık seçik anlaşılır bir dille, mantıksal bir dizim ve düzen içinde ifade edilir. Kuşkusuz bu kısım, makalede ele alınan konunun, makalede ne yapıldığının anlatıldığı yahut özetlendiği bir yer değildir. Elbetteki birkaç cümle ile bunlara değinilmesi gerekir, ancak amaç, ele alınan, hipoteze, varsayıma veya probleme ilişkin elde edilen sonuçları ortaya koymak, varsa yeni çalışmalara ön ayak olabilecek öneriler sunmaktır.