Problem
Durumu:
“Nitelikli öğrenmeyi nasıl sağlayabiliriz?” sorusu eğitim bilimleri alanında
yapılan çalışmaların odak noktasını oluşturan bir sorudur. Nitelikli öğrenenler
kendi öğrenme süreçlerinin farkında olan, amaca ulaşmak üzere öğrenme sürecini
planlı bir şekilde anlamlı kılmaya çalışan öğrenenlerdir. Nitelikli öğrenmeye
yönelik bu yaklaşım, öğrencilerin bir öğrenme görevine yönelik kullandığı iki
yaklaşımdan biri olan derin yaklaşım olarak da tanımlanır. Öğrenciler nitelikli
bir öğrenme sürecinden uzaklaşarak ezberlemeye ve dışsal motivasyon odaklarına
yöneldiğinde ise öğrenme yaklaşımlarının diğer bir boyutu olan yüzeysel öğrenme
ortaya çıkar. Kalıcı ve anlamlı bir başka deyişle nitelikli öğrenmeye ulaşmak
ise ancak nitelikli bir öğrenme sürecine odaklanan derin öğrenme yaklaşımını
kullanan öğrenciler için olası görülmektedir. O zaman tüm öğrencilerde bu
yaklaşıma doğru bir yönelimin sağlanması önemli görülmektedir. Ancak bireylerin
öğrenmeye yönelik farklı yolları vardır; öğrenme sürecinde rol oynayan pek çok
değişken bulunmaktadır. Bu çalışmada bu değişkenlerden biri olan öğrenme
stilleri de araştırma sürecine dahil edilmiştir. Buradaki temel gerekçe
bireylerin öğrenmeye yönelik farklı yolları olduğu ve öğretim süreci bu
stillere uyduğunda öğrenmenin sağlanacağı düşüncesidir. Bu bağlamda önemli olan
da farklı öğrenme stillerine sahip tüm öğrencilerin nitelikli öğrenmeler
sağlayabileceği, derin öğrenmeye ulaşabileceği ortamların yaratılmasıdır. Böyle
bir ortamı yaratmada en önemli faktör ise kullanılacak öğretim yöntemidir.
İşbirlikli öğrenmenin farklı öğrenme stiline sahip öğrencilerde öğrenmeyi
sağlayabildiği belirtilmektedir. Çünkü takımlar halinde çalışmak ve gerçek
yaşam bağlamlarını oluşturmak öğrencilerin kritik düşünme becerilerini arttırır
ve teoriyi uygulamaya dönüştürmelerini destekler; bu yolla derin öğrenenler
olmalarının da kapısını açar. Çünkü işbirlikli öğrenmede, etkinlikler
öğrenenlerde derin ve zengin öğrenmeyi sağlamak üzere yapılandırılır. İşte bu
özellikleri nedeni ile işbirlikli öğrenme hem öğrenme stillerine duyarlı bir
öğretim ortamı yaratmada hem de derin öğrenmeyi sağlamada önemli bir fırsat
sunmaktadır. Çalışmada ayrışık gruplar anlayışı ile farklı özellikler taşıyan
bireyleri takım çalışması içinde bir araya getiren işbirlikli öğrenme anlayışına
yönelik bir öğretim süreci düzenlenmiş ve bu yolla farklı öğrenme stiline sahip
öğrencilere ulaşılması hedeflenmiştir. Burada sorulması gereken asıl soru ise
farklı öğrenme stillerine sahip öğrencilere ulaşmak amacı ile gerçekleştirilen
bu öğretimin öğrencilerin öğrenme işine daha derinlemesine girişmelerine fırsat
sağlayıp sağlamayacağıdır. Bu noktadan hareketle çalışmada “işbirliğine dayalı
öğretim tasarımı ile ders alan öğrencilerin derin öğrenme ve yüzeysel öğrenme
yaklaşımından aldıkları puanlar öğrenme stillerine göre farklılık göstermekte
midir?” problemi odak noktasına alınmıştır.
Araştırmanın
Amacı: Çalışmada
nitelikli öğrenmenin öneminden hareketle, öğrenme stillerine duyarlı bir yapı
içeren işbirlikli öğrenmenin öğrencilerin derin öğrenmeye yönelmesini
sağlamadaki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç çerçevesinde iki
probleme cevap aranmıştır. (1) Öğrencilerin derin öğrenme öntest puanları
kontrol edildiğinde işbirliğine dayalı öğretim tasarımı ile ders alan
öğrencilerin derin öğrenme sontest puanları öğrenme stillerine göre farklılık
göstermekte midir? (2) Öğrencilerin yüzeysel öğrenme öntest puanları kontrol
edildiğinde işbirliğine dayalı öğretim tasarımı ile ders alan öğrencilerin
yüzeysel öğrenme sontest puanları öğrenme stillerine göre farklılık göstermekte
midir?
Araştırmanın
Yöntemi: Çalışmada
tek grup öntest sontest deseni kullanılmıştır. Deneklerin bağımlı değişkene
ilişkin ölçümleri uygulama öncesinde öntest, sonrasında sontest olarak aynı
denekler ve aynı ölçme araçları kullanılarak elde edilmiştir. Çalışma grubunun
belirlenmesinde bilgi açısından zengin durumlarda derinlemesine çalışılmasına
izin veren amaçlı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma bir devlet
üniversitesinde pedagojik formasyon sertifika programı kapsamında Özel Öğretim
Yöntemleri dersini almakta olan 39 kişilik bir öğrenci grubu üzerinde
yürütülmüştür. Araştırmada öğrencilerin öğrenme stillerini belirlemek amacıyla,
Grasha–Riechmann Öğrenme Stilleri ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin öğrenme
yaklaşımlarını belirlemek için ise üniversite öğrencileri için geliştirilen
Ders Çalışma Yaklaşımı Ölçeği kullanılmıştır. Altı hafta süreyle
gerçekleştirilen işbirlikli öğrenme uygulamasının başında öğrencilerin öğrenme
stilleri belirlenmiş, işbirlikli öğrenme uygulamasının başında ve sonunda Ders
Çalışma Yaklaşımı Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmanın tüm denenceleri için
kovaryans analizi (Tek Faktörlü ANCOVA) kullanılmıştır. Kovaryans analizi
uygulanmadan önce dağılımın normaliği, varyansların ve regresyon doğrularının
eşitliği varsayımları karşılanmıştır. Kovaryans analizi kapsamında ortalama
puanlarının çoklu karşılaştırılmasında LSD Testi kullanılmıştır. Anlamlılık
düzeyi olarak, p < .05 değeri alınmıştır.
Araştırmanın
Bulguları: Araştırmada
derin öğrenme son uygulamasından alınan puanların öğrenme stillerine göre
anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Buna göre; işbirlikli öğrenme ve
yarışmacı öğrenme stiline sahip öğrencilerin; kaçınan, bağımlı ve katılımcı
öğrenme stiline sahip öğrencilere göre derin öğrenme yaklaşımından daha yüksek
puan aldığı görülmüştür. Çalışmada yüzeysel öğrenme son uygulamasından alınan
puanlar ise öğrenme stillerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir.
Ancak düzeltilmiş ortalamalar incelendiğinde özellikle kaçınan ve bağımlı öğrenme
stiline ait yüzeysel öğrenme puanlarının daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
Araştırmanın Sonuçları ve
Önerileri: Elde edilen
bulgular ilgili literatür bağlamında değerlendirilerek yorumlanmış; uygulayıcı
ve araştırmacılar için öneriler geliştirilmiştir. Bu kapsamda, deneysel
araştırmalarda uygulama süresinin daha uzun tutulması ve işbirlikli öğrenmenin
farklı tekniklerinin odak noktasına alındığı araştırmalara yönelinmesi
önerilmektedir. Deneysel çalışmaların nitel boyut katılarak zenginleştirilmesi,
daha derinlemesine bir analize de fırsat sağlayacaktır. İşbirlikli öğrenme
uygulamalarında, öğrenenlerin işbirlikli öğrenmeye yönelik olumlu bir tutum
içinde olmaları, yöntemin uygulanışına ilişkin uygulayıcı ve öğrenenlerin aynı
anlayışa sahip olmaları da önemlidir. Ayrıca işbirlikli öğrenmenin temel
ilkelerine özen gösterilmesi, özellikle takım çalışmasının tartışma sürecini
iyi bir şekilde yapılandıracak şekilde kurgulanmasına da dikkat edilmelidir. Bu
açıdan öğreticilerin uygulama sürecinde belirtilen boyutlara önem vermesi ve
tüm öğrenenlerin ilgisini çekecek yaratıcı ve özgün öğrenme görevlerinin işe
koşulmasının sağlanması da önerilmektedir.
Problem
Statement: For this study, a cooperative learning process was
designed in which students with different learning styles could help each other
in heterogeneous groups to perform teamwork-based activities. One aspect deemed
important in this context was whether the instructional environment designed to
reach students with different learning styles would allow students to better
engage in deep learning.
Purpose of
Study: The purpose of the study was to determine the
effectiveness of cooperative learning activities in ensuring deep learning
according to students’ learning styles.
Methods: For this
single-group pretest–posttest study, a purposive sampling method was used to
form the sample of 39 students attending the course Special Teaching Methods as
part of a pedagogical certification program at a state university in Turkey.
During the study, the Grasha–Riechmann Student Learning Style Inventory was
used to determine students’ learning styles and the study process questionnaire
to determine their learning approaches. Covariance analysis was performed for
all research questions.
Findings and
Results: Posttest student scores for the deep learning
approach demonstrated significant differences depending on learning style.
According to these scores, students with cooperative and competitive learning
styles fared better with the deep learning approach than students with
avoidant, dependent, and participative learning styles. By contrast, the
students’ posttest scores for surface learning demonstrated no significant
differences regarding learning styles.
Conclusions and
Recommendations: The researchers recommend increasing both the
duration of study activities and their focus on different techniques of
cooperative learning, as well as considering the basic principles of cooperative
learning to ensure effective designs for teamwork-based discussion activities,
including those used for research.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 15 Sayı: 59 |