Problem Durumu
Matematik dersinin
öğrenilmesinde, öğrencinin bilişsel seviyesinin yanı sıra duyuşsal özellikleri
de oldukça önemli bir faktördür. 2005 yılında değişen ve öğrencilerin bilişsel
gelişiminin yanı sıra duyuşsal gelişimini de vurgulayan Ortaöğretim Matematik
Dersi Öğretim Programında, duyuşsal boyut içerisinde tutum, öz güven,
matematikte kendine yetme becerisi ve matematik kaygısı sayılmaktadır.
Öğrencilerin matematik dersi ile ilgili geliştirdiği duygu ve düşünceler
başarıya doğrudan yansımakta ve bir üst sınıfa devam ederken çoğu öğrencide
aynı kalmaktadır. Eğitim, tutumları değiştirmede önemli bir araç olduğundan,
öğretmenlerin gerek kendi derslerine, gerekse sosyal yaşamdaki diğer olgulara
yönelik öğrenci tutumlarının ne olduğunu, nasıl ölçülebileceğini bilmeleri
eğitimin niteliğini arttırmada önemli bir etken olabilir. Bu konu ile ilgili
olarak yapılan bir hayli çalışma olmasına rağmen, bu çalışmalarda örneklem
gruplarını genel olarak farklı tür okullarda öğrenim gören öğrenciler
oluşturmaktadır. Dolayısıyla örneklem grubunda yer alan öğrenciler farklı
kültüre, farklı eğitim olanaklarına, farklı okul çevrelerine ve farklı eğitim
koşullarına sahip öğrencilerdir. Ayrıca meslek liselerinde yer alan öğrenciler
üzerine yapılan çalışmaların sayısı çok fazla değildir. Buradan hareketle,
mevcut çalışmada bir çok programlı lisenin farklı eğitim programlarına (genel
ve mesleki) devam eden öğrencilerle çalışılmıştır. Böylelikle söz konusu dış etmenlerin etkileri
kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
Araştırmanın Amacı
Bu çalışmada çok
programlı lise öğrencilerinin matematik dersine karşı sahip oldukları tutum ve
öz-yeterlik algılarını birbiri ile ilişkili olarak incelemek, bu iki kavram
arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlanmıştır. Ayrıca çalışmada bu
öğrencilerin matematik dersine karşı sahip oldukları tutum ve öz-yeterlik
algıları, devam etmekte oldukları eğitim programı, yaşları, cinsiyetleri ve
akademik başarıları açısından ele alınmış ve incelenmiş, bu amaçla aşağıdaki
alt problemlere cevap aranmaya çalışılmıştır. Çok programlı lise öğrencilerinin
matematiğe karşı;
·
tutum
ve öz-yeterlik algıları hangi düzeydedir?
·
tutum
ve öz-yeterlik düzeyleri cinsiyete, sınıf seviyesine, eğitim programına ve
matematik başarısına göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?
·
tutum
ve öz-yeterlik algıları arasında nasıl bir ilişki vardır?
Araştırmanın
Yöntemi
Bu
araştırma tarama modelinde betimsel
bir çalışmadır. Tarama modeli, geçmişte ya da halen var olan bir durumu
var olduğu sekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Araştırmanın
çalışma grubunu, 2011-2012 eğitim öğretim yılında İzmir ilinde bulunan bir Çok
Programlı Lisede öğrenim gören toplam 212 lise öğrencisi oluşturmaktadır, veri
toplama aracı olarak daha önce
geliştirilmiş olan “Matematik Tutum
Ölçeği” ile “Matematik Öz-Yeterlik Algısı Ölçeği” kullanılmıştır.
Araştırmanın
Bulguları
Çalışmadan elde
edilen bulgulara göre, öğrencilerin tutumları 3.14 puan ortalaması ve .79
standart sapma ile öz-yeterlik algı düzeyleri ise 3.01 puan .60 standart sapma
ile “kararsızlık” eğilimindedir. Öğrencilerin matematiğe karşı sahip oldukları
tutum (t (210) = 2.55, p<
.05, η2 =0.03) ve öz-yeterlik algı düzeylerinin (t (210)
= 2.89, p< .05, η2 =0.03) eğitim programına göre anlamlı bir
farklılık gösterdiği görülmektedir. Bu
bulgulara göre genel lise eğitim programına devam eden öğrencilerin matematik
dersine yönelik sahip oldukları tutumları ve öz-yeterlik algıları, mesleki
eğitim programına devam eden öğrencilerin tutum ve öz-yeterlik algılarından
daha olumludur. Diğer taraftan, kız öğrenciler ile erkek öğrencilerin matematik
dersine karşı sahip oldukları tutumları arasında anlamlı bir fark olmadığı
görülmüştür (t (210) =-1.503, p> .05). Öz-yeterlik algılarına
bakıldığında kız öğrenciler ile erkek öğrencilerin matematik dersine karşı
sahip oldukları öz-yeterlik algıları arasında anlamlı bir fark olduğu
anlaşılmıştır (t (210) =-2.99, p> .05, η2 =0.04). Bu
bulgulara göre erkek öğrencilerin matematik dersine yönelik sahip oldukları
öz-yeterlik algıları, kız öğrencilerin matematik dersine yönelik sahip
oldukları öz-yeterlik algılarından daha yüksektir. Öğrencilerin matematik
dersine karşı sahip oldukları tutum (F(2,209)= .138, p> .05) ve öz-yeterlik algılarının (F(2,209)=
.824, p> .05) öğrencilerin sınıf seviyesine göre anlamlı bir fark
göstermediği, öte yandan matematik dersine karşı sahip oldukları tutumları (F(4,207)=
4.938, p< .05, η2 =0.08 ) ve öz-yeterlik algıları (F(4,207)= 6.83, p< .05, η2
=0.11) ile matematik başarıları arasında anlamlı bir fark olduğu
görülmüştür. Buna göre matematik notu 5 olan öğrencilerin matematik dersine
karşı sahip oldukları tutumları ve öz-yeterlik algıları, notları 2 ve 3 olan
öğrencilerin tutum ve öz-yeterlik algılarına nazaran daha olumludur. Tutum ve
öz-yeterlik algıları arasındaki korelasyona bakıldığında öğrencilerin matematik
dersine karşı sahip oldukları öz-yeterlik algıları ile tutumları arasında
pozitif yönde yüksek düzeyde bir korelasyon olduğu belirlenmiştir (r=0.704, p<.01).
Dolayısıyla öğrencilerin tutumları ile öz-yeterlik algıları arasındaki
ilişkinin aynı yönde olduğu söylenebilir.
Araştırmanın
Sonuçları ve Önerileri
Yapılan bilimsel çalışmalara ve mevcut çalışmanın
sonuçlarına bakıldığında, mesleki eğitim programlarına devam eden öğrencilerin
diğer eğitim programlarına devam eden öğrencilere nazaran matematik dersine
karşı daha olumsuz tutumlara sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bu noktadan
hareketle mesleki eğitim programlarına devam eden öğrencilerin matematik
dersine karşı daha olumlu tutum geliştirmelerini sağlamak amacıyla görevli
öğretmenler tarafından matematiksel uygulamalar, etkinlikler veya öğretim
metotları uygulanabilir. Bu eğitim programlarında öğrenim gören öğrencilerin
matematik dersi ile ilgili alt yapı eksiklikleri belirlenerek bu eksikliklerin
giderilmesine yönelik öğretim faaliyetleri planlanabilir. Tutum ve öz-yeterliğe etki eden
etkenler öğretim ortamlarında daha spesifik olarak incelenebilir, öğrencilerin
matematik dersinde başarılı olmalarındaki engelleri ortadan kaldırmak adına
“öğrencilerin matematiğe karşı olumlu tutum ve yüksek öz-yeterlik sahibi
olmaları için neler yapılabilir?” sorusuna cevaplar aranıp ve bu doğrultuda
çalışmalar yapılabilir.
Matematiğe karşı tutum öz-yeterlik algısı eğitim programı çok programlı lise
Problem
Statement: So far, there have been many problems in maths
education in the world; negative attitudes and low self-efficacy perceptions
towards mathematics are the two important reasons for these problems. Though
there are several studies regarding the topic, choosing random students from
secondary school for the sample group of the study creates problems as the
students have to go through different programs. Therefore, this study aims to
cover this gap in the field.
Purpose of Study: The purpose of this study is to determine
the students’ attitudes and self-efficacy perceptions towards mathematics in
terms of education programs, gender, grade level and mathematics performance,
it also aims to see the relationship between attitudes and self-efficacy
perceptions towards mathematics themselves.
Method: The study was designed as a
descriptive study in survey method. İn this paper, “Maths Attitude Scale”
and “Self-Efficacy towards Mathematics Scale” were applied to the sample group,
which consists of 212 students from different departments in a multi- program
high school. İndependent t-test, one way ANOVA and correlation were used as the
statistical techniques.
Findings and
Results: At
the end of the study, it is found that students’ scores for attitudes and
self-efficacy perceptions tend to be uncertain. The students enrolled in
regular school programs show higher self-efficacy perceptions and attitudes
than those attending vocational programs. Though the difference between female
and male students’ attitudes is not meaningful, it is seen that male students’
self-efficacy perceptions are higher than females’. Also, the grades they are
studying are not effective on their attitudes or perceptions. When one of the
tested variables mathematics achievement
–students’ marks- is taken into
consideration it is found out that students with higher marks (85-100) have
also higher self- efficacy perception points than the ones whose marks are
lower (45-54 and 55-69). Besides, at the end of the study, a strong and
positive correlation was found between students’ attitudes and self-efficacy
perceptions towards mathematics.
Conclusions and
Recommendations:
With the aim of increasing vocational students’ attitudes towards mathematics,
these students’ inabilities and weaknesses in mathematics should be determined
and teaching activities should be planned to overcome these weaknesses.
Attitude towards mathematics self-efficacy perceptions education program multi program high school
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 15 Sayı: 59 |