GİRİŞ ve AMAÇ: Yağlı karaciğer hastalığı toplumun yaklaşık üçte birini etkileyen bir kronik karaciğer hastalığıdır. Hepatositler içinde yağ birikimi ile karakterizedir. Yağlı karaciğer hastalığı basit steatozdan, steatohepatit, fibozis ve siroza kadar giden geniş bir hastalık spektrumunu kapsar. Yağlı karaciğer hastalığının radyolojik tanısında ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik resonans görüntüleme kullanılabilir. Bu çalışmanın amacı yağlı karaciğer hastalığının tanısında ultrason ve dual eko manyetik resonans görüntülemeyi karşılaştırmaktır. YÖNTEM ve GEREÇLER: İncelenen 179 hastadan 112’sinin aynı ay içinde elde edilmiş manyetik rezonans görüntüleri ve ultrason raporları retrospektif olarak değerlendirildi. Kimyasal kayma etkisine dayalı dual eko iç-dış fazlı manyetik rezonans görüntüleri karaciğer yağlanmasının varlığı, derecesi ve yaygınlığı bakımından ultrason raporları ile karşılaştırıldı. Hepatik yağ oranını hesaplamak için iç ve dış fazlı görüntülerin sinyal şiddeti farkına dayalı bir formül kullanıldı. BULGULAR: Ultrason ile 112 hastanın 55’inde, dual eko manyetik rezonans görüntüleme ile 112 hastanın 62’sinde yağlı karaciğer tespit edildi. Yağlanmanın tespitinde iki teknik arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsızdı (p=0839). Ancak, karaciğer yağlanmasının derecelendirmesinde ve karaciğer tutulumunun heterojenitesini belirlemede ultrason ile manyetik rezonans görüntüleme arasında istatistiksel olarak anlamlı fark mevcuttu (sırasıyla, p=0.004 ve p
INTRODUCTION: Fatty liver disease is a common cause of chronic liver disease affecting approximately one-third of the population. It is characterized by fatty infiltration of hepatocytes. It represents a spectrum of diseases including simple steatosis, steatohepatitis, fibrosis and cirrhosis. Ultrasonography, computerized tomography and magnetic resonance imaging can be used for the radiologic diagnosis of fatty liver. The aim of this study is to compare the diagnostic accuracy of US and dual echo magnetic resonance imaging in detecting fatty liver.METHODS: Magnetic resonance images and ultrasound reports obtained in the same 30 days of 112 patients out of 179 patients were evaluated retrospectively. Chemical shift-based dual echo in-phase and out-of-phase images were compared to sonographic findings for the presence of hepatic steatosis, the degree of steatosis and the extend of liver involvement. Signal intensity differences in in- and out-of-phase images were calculated to quantify the fat fraction in the liver.RESULTS: Out of 112 patients, 55 and 62 were diagnosed with fatty liver with ultrasound and magnetic resonance imaging, respectively. The difference between two radiologic techniques in detecting steatosis was not statistically significant (p=0839). However, the difference between ultrasonography and magnetic resonance imaging with respect to the degree of liver steatosis and heterogeneity of liver involvement were statistically significant (p=0.004 and p
Diğer ID | JA95UR98JJ |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ekim 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 3 |