Pilinius’dan Kübizm’e resim sanatında ışık konusu geniş bir tarihsel aralığı kapsamaktadır. Bu
süreç içinde, ışığın resim sanatında kullanımının üslupsal değişimlerin temel bileşenlerinden biri olduğu
görülmektedir. Bu geniş çerçevede ışığın, metafiziksel, fiziksel ve resimsel olmak üzere üç temel nitelik olarak
açığa çıktığı görülmektedir. Işık, bir fenomen olarak, doğa gözleminin ve onun resim yüzeyine aktarımının
asli bir unsurudur. Bu, ışığı fizik yasasına bağlı bir varlık olarak resmetmek anlamında fiziksel bir kullanımdır.
Rengin “temsil değeri”ne verilen anlam, ışığın ifadesini de bu değerin sınırları içerisinde bulmaktadır.
Metafiziksel kullanım ise resim tarihinde ışığın sembolik değerinin öne çıkarıldığı kavramsal bir boyutta ele
alınmıştır. Bu kullanım rengin hem “temsil değeri”ni hem de “özgül değeri”ni barındırabilmektedir. Resimsel
ışık kavramı ise, doğal ışık kavramından uzak, resim sanatının kendine has kurallarınca belirlenen bir
resimsel gerçeklik çerçevesinde anlam bulmaktadır. Ancak, bu üçlü dizinin, ışığın resim sanatındaki varlığını
nitelendirme ve sınıflandırma amacı ile indirgeyici bir yaklaşım ortaya koyması kaçınılmazdır. Çünkü,
ışığın resim sanatında kullanımları hiçbir zaman “resimsel ışık” konseptinin dışında değerlendirilmemiştir.
Metafiziksel ışık da fiziksel ya da doğal ışığın temsilinden tamamen farklı bir tarihsel sürece sahip değildir.
Bu nedenle ışığın resim sanatındaki tarihinin çizgisel bir tarih olmadığını; kavramların ise resim sanatının
pratikleri içerisinde birbirlerine açılan patikalarla geçişlilik gösterdiğini söylemek mümkün görünmektedir.
The subject of light in painting from Pilinius to Cubism covers a wide historical range. In this
process, it is seen that the use of light in painting is one of the basic components of stylistic changes. In this
broad framework, it is seen that light emerges as three basic qualities: metaphysical, physical and pictorial.
Light, as a phenomenon, is an essential element of nature observation and its transfer to the painting surface.
This is a physical use in the sense of portraying light as an entity bound by the law of physics. The meaning
given to the “representation value” of color finds the expression of light within the limits of this value.
Metaphysical usage is handled in a conceptual dimension in which the symbolic value of light is emphasized.
This use can contain both the “representation value” and “specific value” of the color. The concept of pictorial
light finds meaning within the framework of a pictorial reality determined by the unique rules of painting,
far from the concept of natural light. However, it is inevitable for this triple series to present a reductive
approach in order to characterize and classify the existence of light in painting. Because, the use of light in
painting has never been evaluated outside the concept of “pictorial light”. Metaphysical light does not have
a completely different historical process from the representation of physical or natural light. Therefore, the
history of light in painting is not a linear history; On the other hand, it seems possible to say that the concepts
are transitional with the pathways opening to each other within the practices of the art of painting.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 12 Sayı: 1 |