One of the most dynamic and sensitive subjects of the science of religious education is related to the 'justification' of this field. Because academics working on this subject must base their opinions on reasonable, consistent, and solid arguments. This imperative gives the science of religious education an 'understanding-interpretive' which supports its interdisciplinary position beyond the 'apologetic' approach. This imperative also requires taking into account the course of development of ideas related to 'human nature.' Otherwise, it will be in contradiction with the work put forward, and this will cause some problems in practice. When it comes to 'human nature,' it is usual to base education on the psychological perspective. Even so, the ideas put forward are closely related to the social aspect of the human. Thus human understanding, evolving from 'passive' point to an 'active' point in the development process of psychology, has developed towards the idea of 'social actor' in the tradition of sociological thought. This development is more apparent in the view of the symbolic interaction theory representing George Herbert Mead on topics such as 'self,' 'meaning,' 'participation,' 'experience.' In this article, based on Anthony Giddens' definition of 'socialization' reflecting an integrative sociological approach, especially in the face of the 'structure-agency' dichotomy. This article first highlighted the reflections of the symbolic interaction theory in education and then its projections in religious education. It illustrates the contribution of the sociological perspective to the need for a realistic perspective in the solution of the problems faced by religious education in practice today.
Religious education Sociological foundation Self-concept Socialization Symbolic interactionism George Herbert Mead
Din eğitimi biliminin en dinamik ve en hassas konularından biri bu alanın ‘temellendirilmesi’ ile ilgilidir. Zira bu konuda geliştirilen görüşlerin makul, tutarlı ve sağlam argümanlara dayanması gerekir. Bu zorunluluk din eğitimi bilimine ‘savunmacı’ yaklaşımın ötesinde, disiplinler arası konumunu da destekleyen, ‘anlayıcı-yorumlayıcı’ niteliğini kazandırır. Yine bu zorunluluk ‘insan doğası’ ile ilgili fikirlerin gelişim seyrini de dikkate almayı gerektirir. Aksi durumda ortaya koyulan görüşler gerçeklikle tezat teşkil edecek, bu da uygulamada birtakım sıkıntılara yol açacaktır. İnsan doğası söz konusu olduğunda eğitimde temellendirmenin daha çok psikoloji bilimi çerçevesinde yapıldığı görülür. Böyle de olsa ortaya konulan fikirler insanın sosyal yönüyle yakından ilişkilidir. Nitekim psikolojinin gelişim çizgisi içinde ‘pasif’ noktadan ‘aktif’ bir noktaya doğru ilerleyen insan anlayışı, sosyolojik düşünce geleneğinde de ‘toplumsal aktör’ fikrine doğru gelişim göstermiştir. Bu gelişim, George Herbert Mead temsilinde sembolik etkileşimciliğin ‘benlik’, ‘anlam’, ‘katılım’, ‘deneyim’ gibi konular etrafındaki yaklaşımında daha net görülür. Bu makalede, özellikle ‘yapı-özne’ (structure-agency) ikiliğinin ortaya çıkardığı sorunlar karşısında bütünleştirici niteliği bakımından Anthony Giddens’ın ‘sosyalleşme’ tanımı doğrultusunda, sembolik etkileşimciliğin önce eğitimdeki yansımaları daha sonra da din eğitimindeki izdüşümleri ele alınmıştır. Bu şekilde günümüzde din eğitiminin uygulamada yüz yüze kaldığı sorunların çözümünde ihtiyaç duyulan gerçekçi zemine sosyolojik bakış açısının sunacağı katkı somut bir şekilde örneklendirilmiştir.
Din Eğitimi Sosyolojik temel Benlik Sosyalleşme Sembolik etkileşimcilik George Herbert Mead
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 27 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 9 |
Türkiye Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.